Amerika Birleşik Devletleri’nin orta batı bölgesinde bulunan Minnessota eyaleti içinde yer alan Mineapolis kentinde dehşet ve vahşet yaşandı.

Barbar üniformalı teröristlerin yaptığı kan dondurucu olay ne ilk ne de son cinayet maalesef.

ABD’ye en son 106 gün önce gitmiştim...

Geçen hafta George Floyd'un ırkçı polis Derek Chauvin tarafından katledilmesi, ABD kamuoyunda koronavirüsün önüne geçerek gündemin en önemli maddesi oldu.

Çoğunuz televizyon ekranlarından izlediniz. Uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.

Floyd’u öldüren cani polis Derek Chauvin’in ‘üçüncü derece cinayetten’ tutuklanması da akıl tutulması yaşatıyor. Kanunlarına göre ‘üçüncü dereceden cinayet’ demek kasıt olmadan insan öldürmek anlamına geliyor.

O videoyu aklı başında izleyen herkes rahatlıkla polisin ‘birinci derece cinayetten’ yakalanması ve cezalandırılması gerektiğini söyler.

Hukuka ve adalete olan inançlarını kaybetti göstericiler.

Yağma, protestolar ve kısmi ayaklanmalar birçok eyalete ve ülkelere yayılarak devam etmektedir.

ABD’de sokaklar alevler içinde.

Vandalizmi asla tasvip edenlerden değilim. Hiçbir kuruma, şirkete veya şahsi olan mala zarar verilmesini ve devletin mallının talan edilip yakılmasını doğru bulmuyorum.

Ancak zulme karşı hak aramadıkça ve sessiz kaldıkça daha çok zulme ve şiddete maruz kalırsınız.

Afrika kökenli Amerikalı George Floyd’u bilerek, kasten, kinle, nefretle ve ırkçılık hisleriyle bilinçli bir şekilde insanların gözü önünde, sokak ortasında; kelepçelenmiş bir mazlumu boğarak öldürdüler.

Ölen sadece 46 yaşındaki siyahi George Floyd değil, aynı zamanda bir kez daha insanlık olmuştur.

Bu cani teröristin davasına bakacak olan hakimler azıcık adalet, vicdan, insanlık, özgürlük, demokrasi ve sorumluluk duygusu taşıyorlarsa ve ırkçılık yemini yapmadılarsa aynı yerde aynı şekilde infazına karar verirler.

Hem toplumun vicdanı açısından hem ibret olması açısından hem de adaletin yerini bulması için hayati önem taşımaktadır.

Kur’ân-ı Kerim’in Mâide suresinin 45. âyetinin meali diyor ki:

“Tevrat’ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır) Kim bunu(kısası)bağışlarsa kendisi için o kefâret olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.”

Sokağa çıkma yasağı ve ulusal muhafızları Mineapolis’e göndermek çözüm değildir.

Çözüm ulusal adalettir.

Başkan Trump’ın ya da valinin sözde özür dilemesinin hiçbir manası ve faydası yok.

Demokrasi dersi veren ülkelerden yine ses ve seda yok. Çifte standart anlayacağınız.

Türkiye ise ırkçı üniformalı terörist polis şiddetine resmi bir tepki gösterdi ve olayı kınadı.

Yaşanan cinayeti ABD vatandaşlarının çoğunluğu da tasvip etmiyor elbette.

Ancak etkili ve yetkililer ne hikmet ise çözüm için yaşanan ırkçı zulümlerine kulakları tıkalı ve gözleri hep kapalıdır.

ABD’nin özelikle Orta Doğu ve İslam coğrafyasında akıttığı kan, zülüm ve her türlü değerleri talan ve yağma ettiğini duymayan, bilmeyen yok.

Adalet ve eşitlik her daim, her yerde herkese lazım.

Polis karakolunda çalışan her görevliye bile eşit davranmıyorlar. Karakola gelen siperlik, maske, kolonyadezenfektasyon ve ateş ölçeri bile eşit dağıtmayıp; üstüne çöküp anasına, danasına ve yandaşlarına dağıtırsan adaletsizliği ellerinizle beslemiş olursunuz. Bela ve musibetlere davetiye çıkarırsınız. Mutlaka bir bedel ödenecektir.

Bazen pire için, bazen pide için, bazen mide için dünyayı yakarsınız.

SpaceX’in tarihi uzay yolculuğu elbette çok önemli ancak haksız yere zulüm ve ırkçılıkla öldürmenin önüne geçmek daha çok önemlidir.

Üzerinize düşmeyen işlerden artık el çekin. İstediğiniz ülkeye istediğiniz zaman tehdit, tahdit ve ambargo koymayı bırakınız.

Küfür devam eder, zülüm devam etmez!

                                                                     ****

Bursa’da şehit edilen Polis memuru Erman Özcan’ı saygı ve minnetle anıyorum. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Mekânı cennet, ruhu şad olsun. Başımız sağ olsun.