Bir insana milli duygular ile dini duygular eşit oranda verilmediğinde, ortaya çıkan insan tipinde radikal bir ruh oluşur, bu radikalizm insanın insan olma özelliklerini ortadan kaldırır.
Örnek mi istiyorsunuz?
Önce kendinize, sonra çevrenize, sonra da ülkemize bir bakın!
Bu ülkede kendini dini gurup sayan teröristler, devlete baş kaldırıp, millete kurşun sıkmadılar mı?
İhanet ettiler!
Çünkü milli duyguları eksikti.
Vatan ve millet, bayrak sevdaları yoktu.
Bu ülkede marjinal guruplar milli söylemler içinde, devlete, millete asi olmadılar mı, oldular!
Hem dini duyguları yeterli değildi, hem de milli duyguları yetersizdi.
Dememiz o ki; milli şuur ile dini şuuru eşit oranda vereceksin, insanın yoldan çıkıp marjinalleşmesini engelleyeceksin.
 
Biri az, bir fazla olunca, bir yere yönelip, yoldan çıkıyoruz.
Ya milli değerlere, ya da dini değerlere düşman oluyoruz!
Bunu engellemek için, milli duygu ve bilgi ile, dini duygu ve bilgiyi eşit oranda vereceksiniz!
Bugün Filistin'de ki fiili durumun kök sebebi şudur;
Dini hassasiyeti üst seviyede olup, milli hassasiyeti yeterli seviyede olmayanların zamanında yapmış olduğu yanlışın faturasını şu anki nesil ödüyor.
Irak, Suriye, Libya, Müslüman ülkeydi. 
Eksik yönleri neydi?
Milli şuur yoktu, ya teslim oldular, ya işbirliği yaptılar, ya da vatanlarını terk ettiler.
Kendileriyle birlikte Müslümanları katlettiler!
Canlı bir örnek;
FETÖ'nün tuzağına kimler düşmedi?
DİNİ VE MİLLİ ŞUURU EŞİT SEVİYEDE OLANLAR BU TUZAĞA DÜŞMEDİ!
 
Kimler bu tuzağa düştü?
Yazının genelinden edindiğiniz bilgi neticesinde bunu da siz söyleyin.
Bir örnekle konuyu noktalayalım;
TÜRKİYE'NİN, KOMŞULARIMIZ GİBİ OLMAMASI İÇİN;
ÇANAKKALE'Yİ GÖRMEYEN VE ÇANAKKALE RUHUNU HİSSETMEYENLERİN UMRE YAPMASINA İZİN VERİLMEMELİ!
***
İŞTE  ACI BİR ÖRNEK
Dikkaldırımlıyız.
Bilinir, Dikkaldırım - Hüdavendigar Mahallesi;  mutaassıp, milli ve manevi değerlere sahip ailelerin kurduğu, çoğunluğu bu özelliklere sahip insanların yerleştiği, bizimde orada yetiştiğimiz, akrabalarımızın tamamının orada oturduğu, Bursa'nın en eski ve en yoğun nüfusuna sahip olan bir mahallesidir.
Bu mahallede 20 yıl önce Ramazan ayında açık kahvene bulmak mümkün değildi!
Hatta, sokaklarda orucunu yiyen kimse olmazdı, çünkü orucunu yiyen dayak yerdi! 
Şimdi...
Geçmişte sokakta oruç tutmayanları döven nesil, bugün oruç tutmuyor!
 
Geçmişte açık olmayan kahvehaneler şimdi açık, müdavimleri de geçmişin o cengaverleri! 
Demek istiyoruz ki;
Geçmişte milli şuur eksikti!
Şimdi dini şuur eksik!
Her ikisi de eşit olacak.
Dün, oruç tutmayanların dövülmesi (Dini duygular yoğun, milli şuur az)yanlıştı.
Bugün, oruç tutmayanların sayısının çok ve kahvehanelerin gündüz açık olması,  (Milli duygular yoğun, dini şuur az) tezimizi doğrular niteliktedir. 
Unutmadan; Dikkaldırım - Hüdavendigar, bizim mahallemizdir ve hala Bursa'nın en güvenli mahallesidir. 
***
KALİTE ŞUURU EKSİK OLMAMALI
Her zaman dediğimiz gibi, bize göre kalite; ahlaktır.
Kalitenin olmadığı insan için, milli ve dini değerlerin bir önemi yoktur.
Yaşam kalitesinin yükselmesi için insan kalitesinin artması gerekir ve bu da ahlak ile olacak olan bir durumdur. 
Ne yediğini, ne içtiğini bilen...
Ne satın aldığını anlayan...
Ödediği bedelin nereye, kime gittiğini gören...
Aldatılma karşısında haklarını yasal yollarla arayan...
 
Kurallara uyan, uymayanı uyaran...
Hak ve hukuku gözeten, başkasının hak ve hukukunu koruyan, kollayan ve kendi hak ve hukukuna sahip çıkan...
Ürün ve hizmetin kalitesinden anlayan, TSE belgeli ürünleri tercih eden, yerli ürünlere yönelen, milli ses veren...
İnsan, kaliteli, yanı ahlaklı insandır.
Milli ve dini şuura eşit oranda sahip, kalite bilinci gelişmiş insan tipine ihtiyacımız var!..
Kısaca, kaliteye ihtiyacımız var...
***
TSE'DEN HABERLER (www.tse.org.tr)
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED) arasında, federasyona üye 12 iş kolundaki işletmelerde Hizmet Yeri Belgelendirmesi (HYB) yapılmasına dair İş Birliği Protokolü imzalandı.
TSE Başkanı Şahin yaptığı konuşmada TSE-HYB’nin önemine değindi: “Hizmet Yeri Belgelendirme; hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir işletmenin, TSE tarafından belirlenen standartlara uyduğunu belgelemesi anlamı taşımakta, hizmet kalitesini müşterilerine karşı garanti etmek isteyen işletmelerce tercih edilmektedir.  TSE-HYB’si olan bir işletme; hizmet sunumu için gerekli ekipman, fiziki alan, yedek parça ve personel yetkinliğinin tam ve eksiksiz olduğunu, sunulan hizmet sonrasında oluşabilecek ürün ve hizmet şikayetlerini geriye dönük olarak izleyebildiğini ve müşterilerinin haklarını koruduğunu taahhüt altına almaktadır.”
 
Şahin TOBFED ile imzalanan protokolün kapsamını da anlattı: “TOBFED ile yapacağımız iş birliğiyle, federasyona bağlı; tamir ve bakım servisleri, yetkili servisler, özel servisler, araç park yerleri, oto temizlemenin de içinde olduğu 12 iş kolundaki işletmelerde; standartlara uygun, kaliteli hizmet garantisi taahhüt edilmiş olacak. Protokol kapsamında ayrıca bu işyerlerindeki tesisat ve ekipmanların periyodik kontrolleri de yapılarak hizmetin güvenli bir şekilde sunumu da sağlanmış olacaktır.”
TOBFED Başkanı Serkan Bakırtaş da konuşmasında federasyonun 300 binin üzerinde işletmeyi kapsadığını belirtti. Bakırtaş, üç yıllık bir çalışma sonucunda imzalanan protokolün sektörlerindeki hizmet kalitesini artıracağına işaret etti: TSE’ye çok önem veriyoruz. TSE olmazsa olmazımız. Tüketici için de olmazsa olmaz. Bu anlamda TOBFED olarak üyemiz olan derneklerin bünyesindeki işletmelerin, üyelerin bunları almasını sağlama, bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda bu standartların yayılması, bu standartların sağlanması adına TOBFED olarak Türkiye’de 81 ilde bu bütün iş kollarımıza, tüm derneklerimizle bunu yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu anlamda üstümüze düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz.”