Devlet daha ne yapsın, nasıl ses versin?

Son beş yılda;
Yedi bin beş yüz firma ve üniversitenin 10 bine yakın projesine 3,5 milyar hibe vermiş.
Kendi firmalarını kuran bin 112 girişimciye, Girişim Sermaye Desteği adı altında 194 milyon lira kaynak aktarmış.
Bugüne kadar bin beş yüz AR-GE ve Tasarım Merkezi kurulmasını sağlamış, bu merkezleri desteklemiş ve hâlâ desteklemeye devam ediyor.
Türkiye genelinde 84 Teknopark’a destek hâlâ devam ediyor.
Bütün bunların yanında, finansman desteği için banklarla görüşüyor, finansman desteği sağlıyor.
 
Devlet ses veriyor, destekliyor, yerli üretimin artması için didiniyor ve biz de bunun adına MİLLİ SES diyoruz.
Peki, bütün bu desteklerin karşılığında, sanayi ve üniversitelerin ortaya koyduğu katma değer ne kadardır!
Devletin milli sesi karşısında, sanayiden gelen yansıma sesinin mali ve teknolojinin iyileştirilmesine, geliştirilmesine, yüksek teknolojiye geçiş desibeli ne kadardır?
Biliyorum, bu sorular can sıkıyor, bunları yazdığımızda da birilerinin canı sıkılıyor!
Can yanmadan önce canın sıkılması iyidir ve bu sorular gündemde tutulmalıdır.
Devlet durmuyor, milli ses vermeye devam ediyor.
 
Son gelişmeyi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa VARANK açıkladı;
"AB’nin Araştırma ve İnovasyon Çerçeve Programlarına TÜBİTAK koordinasyonunda katılım sağlıyoruz. TÜBİTAK, muhataplarıyla yoğun müzakereler yürüttü ve sonunda da istediğimizi almış olduk. Artık, havuza koyduğumuz para, sadece ülkemizden başvuruda bulunan projeleri desteklemek için kullanılacak. Avrupa Komisyonu, ilk defa bu yönde bir karara imza attı. Önümüzdeki sene 80 milyon Avro’ya yakın bir kaynağı özel sektörümüz ve akademisyenlerimizin talepleri doğrultusunda kullandıracağız.”
Devletin bu milli sesi yanında, biz de can sıkıcı bir tespit yapalım!
Üniversiteler araştırmıyorsa, 
Sanayi yüksek teknolojiye geçmiyorsa,
Üniversitelerin koridorları ile sanayinin caddeleri birleştirilmiyorsa,
Öğretim üyelerinin önceliği danışmanlık ücretleriyse ve sanayiciyi "..." yerine koyuyorsa,
Sanayici üniversitelerle irtibata geçmekten korkuyorsa,
Alınan destekler amacı dışında kullanılıp, gerekli şekilde araştırmalara intikal ettirilmiyorsa,
Bir üniversitede, aynı cihazdan, her öğretim görevlisinin laboratuarında varsa ve bu cihaz sayısı israfa sebebiyet veriyorsa,
Şimdi soruyoruz; Devlet daha ne yapsın? Vicdanlara jandarmalık mı yapsın?
Son noktayı koymayalım, çünkü bu konuya devam edeceğiz, virgül koyarak bu yazının sonucunu bağlayalım;
Yukarıda izah ettiğimiz şekilde, devletin verdiği milli sese milli ses vermeyerek, alınan kredi ve teşvikleri amacı dışında kullanarak MİLLİ SES vermeyenler İHANET İÇİNDEDİR!..
Ve...
Devletten, teşvik, kredi ve destek alanları vicdanlı olmaya, gereğini yapmaya davet ediyoruz...


***

KALİTE BİRLİĞİ HARİKA İŞLER YAPIYOR
Kalite Birliği, 12. Dönem Kalite Ordusu eğitimleri devam ediyor ve her yıl yaklaşık yüz öğrenciyi iş hayatına hazırlıyor.
Eğitimlerin yanında, öğrencilerin kişisel gelişimlerine de katkı sağlayan Kalite Birliği, her hafta değişik konu ve konuklarla öğrencileri buluşturuyor.
Bugün, ULUTEK de Sezgin AKGÜN HACIZADE, "Değerlilik ve Yeterlilik Duygusu" konusunda öğrencilere sunum yapacak.
 
Ayrıca Pazartesi günü, Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde, Endüstri Mühendisi Erman ERSÖZ, "Bireysel Stratejik Yol Haritası" konusunda katılımcılara sunum yapacak.
 
Tüm eğitimleri, sunumları, konferansları ücretsiz ve sertifikalı olarak düzenleyen Kalite Birliği, farkını gösteriyor, farklı bir STK olduğunu ortaya koyuyor.
Harika işlere imza atan Kalite Birliği’nin bu çabalarını takdir edin ve alkışlayın!..


***

TSE'DEN HABERLER (www.tse.org.tr)
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) arasında İş Birliği Protokolü imzalandı.
18 Kasım Pazartesi günü MYK Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen törene, TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin ve MYK Başkanı Adem Ceylan katıldı.
Törende konuşan TSE Başkanı Şahin, “Türkiye’de işsizlik, istihdam, mesleki yeterlilik gibi kavramların ekonomi içerisinde büyük önemi var. Bu kavramların mutlaka altını doldurmamız ve birbirlerini besler mahiyette bunları ilişkilendirmemiz gerekiyor. TSE özellikle mesleki yeterlilikler konusunda çalışacak uzmanların eğitilmesi ve diğer konularda bu zamana kadar personel belgelendirilmesi, personel eğitilmesi konusunda kazandığı bilgileri paylaşmak konusunda taraf olmuş durumda. Sadece protokolle sınırlı olmamak kaydıyla sizlerle birlikte hareket etme arzusundayız” ifadelerini kullandı.
 
TSE’nin tecrübelerinden yararlanmak istediklerini belirten Ceylan ise “TSE ülkemizin en köklü kurumlarından bir tanesi. Son yıllarda oluşturulan ulusal meslek standartlarının hazırlanması konusunda büyük bir deneyimi var. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu, diğer kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen diplomaların kalite güvencelerinin sağlanması, geliştirilmesi, aynı zamanda da Avrupa yeterlilikleri çerçevesinde referanslandırma görevlerini yürütüyor. Biz de Ulusal Meslek Standartları, ulusal mesleki yeterlilikler, uluslararası akreditasyon belgelendirme sistemlerinin kurulması ve işletilmesi konularında diğer kurumlarla iş birliğini genişleteceğiz. TSE’nin bu konudaki bilgi ve tecrübelerinden yararlanacağız” diyerek konuşmasını noktaladı.