Son yıllarda camiamızda başta yöresel dernek ve SİAD’larımız olmak üzere STK’larımız çoğalmıştır

Her biri birbirinden etkili faaliyetlere imza atmalarına rağmen bunlar tek başına çok fazla bir şey ifade etmiyor.

Ne kadar etkili faaliyet yaparsanız yapın belli yerde tıkanıp kalırsınız ve aynı faaliyetleri tekrarlayıp durarak yerinizde saymaya başlarsınız.

Çok daha fazlası için mutlaka karar verici mekanizmaların, yani siyasi ve bürokratik yapıların içinde yer almanız lazım.

Buralarda yer almanın tek yolu da birlik beraberlik içinde hareket etmektir.

Yıllardan beri bunu bir türlü başaramadık ve bundan dolayı yerimizde saydık durduk.

Bunu neden başaramadığımız konusunda sayısız gerekçe gösterilebilir. 

Bu yazımızda amacımız bunları saymak değil.

Zaten defalarca bu konularda neden başarılı olamadığımız hususunda çok fazla şey söylendi, yazıldı.

Amacımız bunun neden olmadığını yazmak değil, bu işin nasıl yapılması gerektiğini anlatmaya çalışmak.

Çünkü yıllardan beri hep bunu neden başaramadığımız anlatıldı.

Oysa burada mesele sorun tespiti değil, asıl mesele çözüm üretmekte.

Bundan dolayı çözüm üretme noktasında gayret sarf edilmeli.

Bunun yolu güç birliği yapmaktan geçmekte.

Bu konuda herkes gereken hassasiyeti göstermek zorundadır.

Belki herkesi tatmin edecek bir çözüm ortaya çıkmayabilir ama asgari müştereklerde buluşmak için her zaman bir yol vardır

STK'larımızın çoğalması olumlu bir gelişmedir.

Bu daha fazla insanımıza ulaşmak demektir.

Ama burada esas olan bu gücü birleştirmeyi başarmaktır.

Camiamızın amacı bu güçleri birleştirip karar verici mekanizmaların içinde söz sahibi olabilmektir.

Bunu başarmak için çok önemli bir yapı da var zaten.

Bal-Göç kamu yararına faaliyet gösteren bir STK olarak ve bu güne kadar soydaşlarımız için yaptığı önemli katkıları ile camiamızın amiral gemisidir.

Bundan dolayı Bal-Göç birlik beraberliğimiz için rehber olmayı hedefliyorsa oluşan dernekleri bir şekilde himayesi altına almayı başarmalıdır.

Ancak bunu başarabildiğimiz zaman hedeflediğimiz birlik beraberliğe ulaşmış olacağız

Ki artık eskisi gibi camiaya yön veren, kılavuzluk eden sadece Bal-Göç yok.

Artık bir taraftan birbirinden güçlü yöresel derneklerimiz, diğer taraftan yine aynı şekilde son derece etkili konumlara gelmiş SİAD'larımız var.

Yani anlatmak istediğimiz şudur ki, Bal-Göç yönetimi geniş konsensüs ve mutabakat ile oluşmadığı sürece kendince ne kadar geniş ve kapsamlı çalışma programı ve stratejiler geliştirse de pek bir etkinliği olmayacaktır.

Stratejiler ancak ortak akıl ile geliştirilirse ehemmiyeti olur. 

Bir STK'nın gücü temsil ettiği kitlenin desteği kadardır.

Yani ortak paydaları olan bir topluluğun tüm kesimlerini kapsayacak yapı oluşturamayan bir STK'nın başarılı olma şansı yoktur.

Ancak tekrar ediyoruz; asıl olmazsa olmaz her görüşte kişileri temsiliyet müessesine dahil ederek ortak akıl ile hareket etmektir.

Bu şartlar oluşmadan efektif ve çözüm odaklı sonuçlar elde etmek mümkün değildir.

Bundan dolayı öteden beri hep şunu savunduk: 

Bal-Göç yönetimi sadece Bal-Göç derneğinin yönetimi değil, tüm camiamızın yönetimi olmalıdır.