Başlığı attım, durdum.

Bir gülme tutuyor. Yani asabi bir gülme…

O kadar çok verilecek örnek var ki…

Tanımadığın birine tebessüm etmek, sessiz konuşmak, sıra beklemek, özür dilemek, teşekkür etmek, lütfen demek…

Küçükte olsa saygı göstergeleridir ama bunları demeye bile o kadar uzak insanlar var ki

Bu gözlerim neler görüyor, kulaklarım neler duyuyor…

Birbirimize saygı duymamız gerektiğini gerçek hayatta o kadar çok unutuyoruz ki...

Sosyal medyada, dışarıda, toplu taşıma araçlarında, her yerde…

Koca koca insanları bile saygıya davet etmek için dürtmek gerekiyor bazen.

Yok utanmak yok!

Mübalağa mı ediyorum bilmiyorum ama sanırım insan kendisi nasıl davranıyorsa karşısında ki kişiden de öyle davranmasını bekliyor.

Bir şey için sırada sabırla bekleyebilmek... Araya kaynak yapmamak saygı belirtisi.

Mesela sinemada sessizliğini koruyabilmek de öyle.

İzleyenlere saygı, ortama saygı.

Toplu ulaşım araçları tam bir izdiham zaten. Sinirlerinin bozulması için o kadar çok sebep var ki…

Birileri bır bır bır konuşuyor. Sabahın köründe!

Bir diğeri hiç kulaklığı takamasa da olur zaten herkes dinlediği müziği duyabiliyor.

Çocuğu yanında çığlık atarcasına ağlıyor,  ama kendisi almış eline telefonu bir şeyler izliyor. Bir de kendisine anne diyor.

Etraf dönüp bakıyor, ama yok, utanmak da yok mesela.

Devam ediyorum...

Lütfen demek de pek zor bizde. Teşekkür etmek deseniz iyice zor.

Oysa teşekkür etmek, şükretmek gibi.

Özür dilemek...

Gururla çok karıştırılıyor ama bence cesaret isteyen davranışların en büyüğü…

Bütün bir dünyayı iyileştirebilecek gücü var bence

Bir de yanında içten bir gülümseme…

Belki sizde bir yerde sırada beklerken gülümsersiniz sabırla.

Belki birine teşekkür eder yüzünü güldürürsünüz.

Birine ‘lütfen’ dersiniz. Saşırması bile şahane olur.

Ya da özür dilersiniz. Yumuşayıverir karşınızdaki hemen.

İyilik güzellik kurtaracak bunu bilirim buna inanırım.

Sevgiyle kalın!