Hadi gelin biraz bakış açılarından bahsedelim ve de insanların yorumlarının etkisinden.

Maskesiz dışarı çıkan var mı?

İstesek de çıkamayız çünkü yasak! En kötü ara sıra çıkarıyoruz nefes almak için ama yanımızda onun bile yedeği var.

Nefes almamızı engelleyen, baş ağrısı yapan, sesimizi kısan,yemek yememizi zorlaştıran ve daha çokça insani faaliyeti engelleyen bu ‘bez parçası’ kimler için?

İnsanlar için..

Kadın için

Erkek için

Çocuk için

Sağcı için

Solcu için

Ateist için

Alevi için

Siyahisi için

Asyalısı için

İçin için

İnsanları ayırmadan tüm dünya için...

Tüm dünyayı kapsayan sadece korona virüsün kuralları mı?

Peki ya inanlar için İslamiyet ve kuralları kimleri kapsıyor?

Hepimiz birer aciz kullar değil miyiz? Sağlık örgütlerinin başındaki adam da sen ben gibi aciz bir kul, aynı şekilde dünya liderleri de, aynı şekilde doktorlar da... Ama onlar dedi diye, onlar kuralları koydu, onlar yasakları söyledi diye takıyoruz o maskeyi.

Ama İslamiyet’e mensup olanlara Allah’ın emrettiği,takmadığınızda karşıya virüs bulaşmayacak takınca da kimseyi ırgalamayacak ‘baş örtüsü’ aciz kulların ‘yaratıcısının’ emir verdiği ‘baş örtüsü’ ... Yeri geliyor umursanmıyor, yeri geliyor linçleniyor, yeri geliyor tüm önyargılara maruz kalıyor.

Nedir bizim bu ‘bez’lerden ‘örtü’lerden istediğimiz?

Maskesini bir anlık takmayan adama ‘cahil’ dersiniz, maskesini çıkarmayan ama her akşam partileyen, onca insanın hayatını tehlikeye atan ve eğlenceye hizmet edenlere ise ‘modern’.

Neden?

Çok basit… ; ön yargı hele de en beteri ezbere ön yargı..

Ben burada yargı dağıtıcı değilim elbette. Her kadının insani haklarının savunucusu her insanın yaşam haklarının anlayıcısıyım.

Burada dini tercihleri farklı olan kadınlar ya da dini vecibeleri uygulayışlarının eksikliği, tamlılığı değil kadındaki dikkat çekilesi nokta.

Kadının, ikiye ayrılması asıl nokta; örtülü ve açık.

Hep kadın üzerinde bir algı var, kapalı kadın, açık kadın, daha da açık kadın, daha da kapalı kadın…

Kadınların tercihleri kadınları ilgilendirir, özgürlük diye bağırırken bir kadının yaşamına dil uzatamazsınız.

Eğer çok dindar bir insansan açık bir kadına yorum yapamazsın, laf atamazsın çünkü sana göre ‘yanlış’ tercihe sahip bu kadına, doğrusunu öğretebilirdin yine ‘kendince’,denemeden ve anlatmadan ağzını açmaya hakkın yok!

Eğer modernliği savunan biriysen tesettürlü bir kadına önyargı ve aşağılayıcı bakışlar atamazsın çünkü gerçek modernlik özgürlüğü gerçek özgürlük ise kabul etmeyi gerektirir.

Kabul etmeyi de modernliği de iyi biliriz biz;

*Gel, gel, ne olursan ol yine gel,

İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,

Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...*

Rumi

Bakış açısı dedik ya hani,

Şöyle bir bakın etrafınıza, bir nevi emir niteliğinde takılan maskeler eşit çeşit maskeler.

Bir de gerçek bir emir, tesettür.

Tesettüre olan bu önyargının sebebi olarak kadınların çalışma alanlarının ve yaptığı aktivitelerin kısıtlanması ve din gibi özel bir yaşam tarzının herkese açıkça sunulması gibi gerekçeler gösteriliyor.

Sizin derdiniz kapalı bir kadının dinini açıkça yaşaması değil, çünkü bunu diyen sizler boynunda haçla gezen Hıristiyan oyuncu ve şarkıcılara hayransınız, sizin kastınız ezbere bir kasıt,sizlerin içinde bir boşluk var. Ruhani bir boşluk ve bu boşluğu inancıyla doldurabilenlere kin kusuyorsunuz.

Siz eğer bir kadının yaşam alanının kısıtlandığını düşündüğünüz için kapanmamasını isteseydiniz siz onların önünü kesmez onlara o bakışı atmaz o yorumlarda bulunmazdınız.

Sizin kininizin nedenini biliyorum;

Bilir misiniz? Peygamber efendimizin (s.a.v.) ,peygamberliğinin meşrulaştığı zamanda müşrikler ‘peygamberlik’ kavramına inanmadıkları için düşman kesilmediler, onların düşman olmasının nedeni peygamberliğin onların soylarından onların ailelerden çıkmamasıydı ve sırf bunun uğruna doğru olduğunu bildikleri peygamberliğin düşmanı oldular yoksa onlar da biliyorlardı son peygamberin geleceğini.

Onların soydaşları şimdilere kadar ulaştı ve adı ego oldu, bu bir düşünce yapısının çok ötesinde… Doğru olduğunu biliyorlar ama aileden böyle bir yaşam tarzı görmedikleri için ve yanlış büyütülmüş olmak, yanlış yaşıyor olmak onlara göre olmadığı için ve bunu kin ile kamufle ediyorlar.

Eğer ki bir kadının örtününce kısıtlandığına inanıyorsanız, niyetiniz kadına destekse zahmet edip kadınların yerine karar vermeyin, düşünmeyin, destekleyin!

Ve saygı duyun. Çünkü; Kur’an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O’na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır

Aliya İZZETBEGOVİÇ