Uzmanlar haykırıyor, adeta yalvarıyor...

Maske maske maske takın!

Mesafe mesafe mesafe aranızı iki metre uzak tutun!

Temizlik, hijyen, yıkanmak...

Peki biz ne yapıyoruz?

Maskeyi çene altı çene üstü yapıp abuk subuk şekil veriyoruz kendimize.

Neymiş sıcakmış, geçin bunları...

Kardeşim doğru okuyun rakamları.

Ölen sayısı azaldı 14-15 civarında ama her gün teşhis görülen hasta sayısı artıyor...

Niye artıyor hiç düşündün mü?

Ben sana söyleyeyim.

Bana bir şey olmaz diyorsun, maskeni takmıyorsun, bana bir şey olmaz diyorsun mangal keyfi yapıyorsun...

Bana bir şey olmaz diyorsun taziyeye cenaze evine gidiyorsun.

Evini, işini buldun bunuyor...

Sağa sola komşuya gidiyor bitmemiş salgının genişlemesine destek oluyorsun.

Peki var mı bunu yapmaya hakkın?

Tehlike geçmedi kardeşim!

Hem de hiç geçmedi. Burnunun dibinde!

Bakma sen hayatın normalleştiğine...

Hayat normalleşti virüs değil!

Virüs yatıyor fırsat kolluyor ve bekliyor.

Maskesini takmımış, mesafesini korumamış temizliğine dikkat etmemiş biri buldu mu yapışıyorlar ve insanın Azrail’i oluyor.

Hani sanıyorsan bu işin aşısı bulundu ya da kısa sürede bulunacak. Ya da yaz geldi virüs ölecek...

Yok öyle bir dünya.

Allah aşkına kendinize gelin bir silkelenin, kendi hayatınızı hiçe sayabilirsiniz ama karşınızdakinin hayatı için aynı şeyi düşünemezsiniz...

Bunun öteki adı kul hakkıdır.

Bu maskeyi takmamak kul hakkına girer bunun öte dünyada vebalini ödeyemezsiniz.

Çünkü takmadığınız maske sadece size zarar vermiyor...

Hiç suçu olmayan karşınızdaki insanın hayatını tehlikeye atıyorsunuz bunun adı da bal gibi kul hakkıdır böyle biline!