Kalite Birliği'nin, bu köşeden, devlete, sanayiciye, tüketiciye yapmış olduğu MİLLİ SES VER çağrıları ile ilgili olarak, harika geri dönüşler alıyoruz.

Açık yüreklilikle ifade edelim ki, olumsuz bir görüş bizlere iletilmedi.

Gelen tepkiler, yapılan çağrıların haklı olduğuna dönük olması, bizleri motive ediyor.

Bir arkadaşımızın;

"Artık bizim eve TSE belgesi olmayan ürün girmiyor." şeklindeki beyanı...

Bir sanayici dostumuzun;

"Kalite departmanını hesaba çektim, bundan sonra tüm belgeler ve işlemler milli kuruluş TSE üzerinden yapılacak."  şeklindeki ifadeleri...

Bir okul müdürü dostumuzun ve bir çok öğretmen arkadaşımızın;

"Okullar açılsın, tüm öğrencilerimize MİLLİ SES VER konferansı vermenizi talep edeceğiz." talepleri...

Bursa'da etkin bir bürokratın;

"Kamu kurumlarının TSE'den hizmet alabilmesi için Kamu İhale kanununda düzenlemeler yapılmalı ve TSE, KİK'dan muaf tutulmalı." şeklindeki harika sözleri...

Yazılarımızı yayınlanmadan önce kontrol eden, zaman zaman bizi uyaran, belli zamanlarda da bizi korumak amacı ile yazılarımıza müdahale eden A gazete yazı işleri müdürü Ahmet KUNDAKÇI'nın;

"Bizi de TSE delisi yaptın!" şeklindeki harika sitemi...

Bizleri memnun, motive ediyor, MİLLİ SES VER PROJESİNİN ne kadar doğru bir yolda olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Hazırladığımız görsellerle, konuyu sürekli gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Yukarıda yazdığımız harika görüşlerin yanında, bize ifade edilmese de, negatif görüşleri olan ve MİLLİ SES VER PROJESİNE karşı duruş sergileyenler olduğunu duyuyoruz!

Elbette karşı görüş olacak.

Elbette eleştirenler bulunacak.

Eleştirilerden onur duyduğumuzu ve eleştirilerin bize yön verdiğini ifade etmek istiyoruz.

Ama eleştirmeyi, merdiven altında ve perdenin arkasında konuşma olarak algılamak, siyasi bir argüman olarak görmek, doğru bir düşünce değil ve onları muhatap kabul etmiyoruz.

Bu ülkenin geleceğini, MİLLİ SES VER PROJESİNDE görüyoruz ve diyoruz ki;

Milli Ses Ver Projesi; "Türkiye'nin KURULUŞ FELSEFESİ ve KURTULUŞ REÇETESİDİR ..."

***

BAKIŞ AÇISI

Yazar, evindeki çalışma odasına girdi, günlüğüne bir yıl içinde başından geçenleri yazdı:

• Geçen yıl cerrahi bir ameliyat geçirdim.

• Aylarca yatağa bağlı kaldım.

• Atmış yaşına girdim.

• Otuz yıl çalıştığım vazifemi terk ettim.

• Geçirdiği araba kazası nedeniyle "oğlum fakültede sene kaybına uğradı."

Sonunda şunu yazdı:

"Ne kötü bir yıldı!"

İçeri giren karısı, kocasının günlüğe yazdıklarını gördü ve yazılanları okudu.

Dışarı çıkıp, bir müddet sonra girdi, elindeki kâğıdı kocasının yazdığı günlüğün yanına bıraktı.

 Adam kâğıda yazılanları okudu.

 Şöyle yazıyordu:

• Geçen yıl, uzun süre rahatsızlık veren hastalıktan kurtuldun.

• Atmış yaşına sıhhat ve afiyetle girdin.

• Yazmayı tasarladığın kitaplar için zaman bulmak maksadıyla emekli oldun.

• Oğlumuz trafik kazasında ölümden döndü.

Yazı şöyle bitiyordu:

 “Allah, bize çok ikramda bulundu, ne güzel bir yıldı.”