Ne çektiyse bu ülke, bu millet sene başında agresif bir şekilde yaşanan kur ataklarından çekti. Dolar kuru o zamanları 8'ler de iken birkaç gün de neredeyse 17-18’leri gördü sonrasında 21 Aralık'taki mevduata garanti verilmesinden sonra 12 liralara kadar düşmüşken sonrasında ufak ufak önce 13-14-15 ve bu günlerde de yine 15. 80’lere kadar çıktığı görülmekte. Bu çıkış ekonomik kurmayların da dikkatini çekti muhakkak fakat bunun bir an evvel sonlanması ve eski 13-14’lere düşmesi gerekmekte. Türk halkı tekrardan yaşanabilecek büyük boyutta bir kur atağını kesinlikle kaldıramaz. Çünkü unutulmamalıdır ki kurun artmasıyla birlikte sonrasında enflasyon, fiyatların artması ve hayat pahalılığı şeklinde bir döngünün içerisine giriliyor. Şubat ayları gibiydi hiç unutmuyorum Bakan Nebati Mayıs ile birlikte enflasyonun düşüşe geçeceğini söylemişti. Maalesef bu yönde bir şey yaşanmadı şimdi yine yaz aylarının sonu ile birlikte enflasyonun düşüşe geçeceği söylentileri çıkmakta. Son bir haftada yaşanılan ufak çaplı kur ataklarının da etkisiyle maalesef görünen o ki yaz aylarının sonunda beklenen enflasyondaki düşüş gelecek baharlara kalacak.

Caydırıcı denetimler şart

Akaryakıtta eşel mobile bir türlü geçilememesi, çarşı pazardaki fiyatların  kontrol edilememesi, bunun üstüne üstlük daha fazla kazanma hırsıyla stoktaki mallara dahi ardı ardına yapılan zamların önüne geçilememesi çok vahim. Bu konularla ilgili yasal düzenlemeler ve cezaların arttırılması gündemde olmasına rağmen sonuç alınamaması bu eğilimin artarak devam etmesi gözlerden kaçmıyor. Daha yeni gördünüz Çaykur'un çay fiyatlarını gün itibarıyla arttırdığını açıklamış olmasına rağmen haftalar önce belki de aylar önce alıp deposuna koymuş oldukları çayların satış fiyatlarını rafta değiştirmeye çalışan akıl gurebalarını. Görevli personelin mutlaka bu konularla ilgili giriş çıkış faturalarını çok iyi kontrol etmesi açık vermemesi gerek. Çok geniş toplum kesimlerinin bu hayat pahalılığı altında ezilmemesi anlamında bazılarının yüksek oranda kar etme hırsının önüne geçilerek gerekli kontrollerin, gerekli düzeyde, gerekli sertlikte, yapılması şart. Sonrasında da yaptırımların devreye girmesi icabında bu tür faaliyetler içerisinde olan kişilerin kuruluşların ticari faaliyetlerinin sonlandırılması dahi mümkün olabilir. Daha yeni sosyal medyada da görmüşsünüzdür Almanya'da bir market ayçiçek yağlarını satmayıp depoda 11 gün bekletti diye ticari faaliyetleri sonlandırılmış. Böylesi yaptırımlar devreye girdiğinde Türkiye'de de bu konuda çıkar elde etmeye çalışan kesimler bir defa daha, üç defa  daha ,beş defa  daha  düşünecektir.