Dünyaya gelmemize vesile olan önce Allah Teala sonra anne ve babalarımız. Annemiz ne zorluklarla 9 ay karnında taşıdı belki de. Babamız gece-gündüz demeden çalışıp kimseye muhtaç olmamız için çabaladı. Gün geldi, büyüdük onların bize verdiği emeğin yarısını bile veremez olduk. 

Her anne-babanın amacı hayırlı bir evlat yetiştirmek. Ama bazılarımız hayırlı olamadık. Allah Teala sadece kendisine ibadet edilmesini emrettikten sonra hemen arkasından anne-babaya iyilikte bulunulmasını, itaat edilmesini emrediyor. İnsanın dünyadaki en büyük görevi şüphesiz ki Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bundan hemen sonra rızasını almamız gerekenler ise anne-babalarımızdır. “Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki: Hem bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda bana döneceksiniz” (Lokman 31/14)

Ne diyor ‘biz insana, annesine-babasına iyi davranmasını emrettik’. Çarşıda avazı çıktığı kadar annesine hakaret eden genç kız sana söylüyorum. Bak Rabbim bize anne-babamıza iyi davranmamızı emretmiş. Annenin o mahcup etrafa bakışı, üzdü mü seni hayır üzmedi çünkü hakaretlerine devam ettin. 

Ne oluyor bu gençliğe, neymiş efendim istediği gömleği almamış, neymiş efendim istediği ayakkabıyı almamış, neymiş efendim insanların içinde nasıl konuşacağını bilmiyormuş. 

Yazıklar olsun sana! Sen ki sana tüm yüreğiyle bağlı olan bu kadını bu kadar rencide ediyorsun ya…

Belki de seni bu yaşına getirmek için ne zorluklar yaşadı. Belki de aç kaldı ama sana yedirdi. 

Ne oluyor bize biz millet olarak böyle değildik. Bizim saygı değerlerimiz vardı. Anne-babalarımıza hiçbir zaman saygımızı bozmazdık. Onlar kızardı hatta gerekirse döverdi de yine ağzımızı açıp bir şey söylemezdik. Çünkü anne-baba eğer kızıyorsa ya da dövüyorsa mutlaka hatalı olduğumuzu biliyorduk. Hiçbir anne-baba çocuğunun kötülüğünü düşünmez ki. 

Gençlerimizi gün geçtikçe saygısızlığın dibine sürüklüyoruz. Nerede hata yapıyoruz bu hatayı mutlaka bulup, düzeltmemiz lazım. 

Çünkü kırılan kocaman yürekler var. O yürekleri mahcup bakışlara, yaşlı gözlere mahkum etmeyelim!