İhraç etmiş olduğumuz ürünlerin yüzde 75'ini ithal etmiş olduğumuz ara mallar oluşturuyor.
Bu veri Organize Sanayilerin girişlerine büyük puntolarla yazılmalı, patron, işçi, sanayici, işadamı, ziyaretçi, herkesin beynine bu veri kazınmalıdır. 
Yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payının yüzde 2.8 olduğu verisini herkesin bilmesi gerekiyor. 
Bu rakamların;
Çin'de yüzde 25
Güney Kore'de yüzde 26
Tayland'da 21 olduğunu da herkese anlatmalı, önce sanayiyi, sonra da toplumu, yüksek teknolojili ürünleri üretmenin önemine inandırmalıyız.


 Yaklaşık olarak 2600 kalem ara malı ithal eden ülkeyiz ve ithal ettiğimiz ara malların üretimini bu ülkede yapmaya mecbur, hatta mahkumuz.
İhraç etmiş olduğumuz ürünlerin yüzde 75'ini oluşturan bu ara malların hikayesi böyle devam ettiği sürece, bu ülkede cari açığın kapatılması mümkün gözükmüyor.
Bu konu üzerinde uzun süredir var olan çalışmalar mevcut!
Bu ithal edilen ara mallar konusunda, başta stratejik önem taşıyan sektörler olmak üzere, tüm sektörler yeniden ele alınmalı ve DEĞİŞMEZ-DEĞİŞTİRİLEMEZ mührüne haiz bir STRATEJİK PLAN yayınlanmalıdır!
- GENEL MÜDÜR DEĞİŞTİ!
- İLGİLİ DEĞİŞTİ!
- YETKİLİ DEĞİŞTİ!
- YETKİSİZ/ETKİSİZ DEĞİŞTİ!
Gibi bizim ülkemizden başka hiçbir ülkede olmayan anlayıştan bu ülkenin kurtulması lazımdır.
Ve "Kim değişirse değişsin, devlet değişmedi!" anlayışı ilahi bir hüküm gibi beyinlere kazınmalı ve "değişenler/değiştirilenler" yüzünden çalışmalarda aksama olmamalıdır.
 Aksama oluyor mu?
Bürokrasi artıyor mu?
Sanayiciyi dinlemek lazım!..
Dedik ya; DEĞİŞMEZ/DEĞİŞTİRİLEMEZ mührüne haiz STRATEJİK PLAN sürekli uygulamada olmalıdır.

***


MARKALARA İHTİYACIMIZ VAR
Yerli ve Milli bir sanayi kuruluşumuzdan harika bir slogan; 
"Bu topraklarda çıktık, tüm dünyayı memleketimiz yaptık."
Ve devam ediyor;
"Bütün dünya çapında 30 bin kişi, nerede çalışıyorsun sorusuyla karşılaştığında Türkçe bir cevap veriyor '....' " 
* 5 Ülkede AR-GE ve Tasarım Merkezi bulunuyor.
* En çok uluslararası patent başvurusu yapan 100 şirket arasına giriyor.
* 8 ayrı ülkede 20 üretim tesisi var.
 Bu tür ve buna benzer sanayi kuruluşlarımızın sayısı çoğalmalıdır. 
Net sonuç; büyük devlet olmak için gidilecek olan yol budur. Bu yol da sanayiden geçmektedir.
Yolu sanayiye düşmeyenlerin yönü gelecek olmayacaktır.
Bu markaların daha güçlü olması için tüketiciler olarak bizlere de düşen en büyük görev, yerli ve milli markalarımıza sahip çıkmak, onları tercih etmektir.

***


TOSYÖV
Ülkemizdeki KOBİ'lerin çok büyük bir kısmı, büyük sanayi kuruluşlarının tedarikçisi konumundadır.
Aylarca değil, yıllarca aynı işi yapan, aynı parçayı üreten, aynı yöntemi /metodu kullanan, aynıları aynı olan, aynaya dahi bakmayan KOBİ’lerin kendilerini geliştirmesini, kendilerini değiştirmesini ve aynılardan kurtularak fark oluşturmasını bekliyoruz.
Niye?
Ana sanayi sıkıntıya girince ilk etkilenen, o ana sanayinin tedarikçisi olan KOBİ oluyor da ondan!
Geleceğe odaklanan KOBİ; aynıların aynısı olmak yerine, aynılar içinde farklı olmak durumundadır.
Bugünkü durumunuz; "Ana sanayinin tedarikçisi" olabilirsiniz.
Yarınki hedefiniz; "Tedarikçilerin ana sanayisi" olmak olmalıdır ve bu hedef KOBİ’ler tarafından başarılmalıdır.
 Bu konuda TOSYÖV, ayrı bir görev üstlenmeli, bu alanda çalışmalar yapmalı ve MİLLİ SES VER PROJESİNİ sahiplenmelidir.
KOBİ birleşmesi, KOBİ evlilikleri artık gündeme gelmeli, dağınıklık ortadan kalkmalı. Haftada iki saat kullanılan bir cihaza, onlarca KOBİ tarafından ayrı ayrı yüz binlerce dolar veren bir ülkeyiz!
TOSYÖV Başkanı Gül Çiçek ZENGİN BİNTAŞ ve yönetimi, bu konuya el atmalı, ilk adımlar bu şekilde atılmalı, yan sanayi "yancı" anlayışı yerine, ana sanayi "ana" vizyonu KOBİ’lerin gündemine gelmelidir.
Bir sanayi kuruluşundayız, bunları anlattık. Yönetim Kurulu Başkanı dedi ki; "Bugün ana sanayilerin yan sanayisiyiz, yarın yan sanayilerin ana sanayisi olma vizyonumuzla çalışmalarımıza yön veriyoruz" sözünü toplantı odasının bu duvarına yazacağım.”
Bize göre, bu sözün savunuculuğu TOSYÖV'e yakışır. 
Ve bize göre de, TOSYÖV yakışanı yapar!..

***

TSE'DEN HABERLER (www.tse.org.tr)
Türk Standardları Enstitüsü’nün (TSE) geleneksel iftar yemeği, TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin’in ev sahipliğinde; Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Hasan Büyükdede ve Dr. Çetin Ali Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı üst düzey bürokratları, TSE Yönetim Kurulu üyeleri ve yöneticilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. 
İftar yemeğine Enstitü çalışanları da aileleri ile birlikte katıldı.
TSE Başkanı Prof. Dr. Şahin yemeğe katılanlara teşekkür etti, “Bu mübarek akşamda bizleri yalnız bırakmayarak aramızda bulunan çok değerli Bakan Yardımcılarımıza ve eşleriyle, çocuklarıyla bu birlik ve beraberliğe icabet eden değerli mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Hepinize hayırlı akşamlar, hayırlı Ramazanlar diliyorum” dedi.