Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni 'kimler kazandı, kimler kaybetti' diye baktığımızda konuşacak, yazacak fazla bir şey yok, tablo ortada.

YSK, 5 Temmuz’da resmi ve kesin sonuçları açıklayacak. Ancak ortaya çıkacak rakamların açıklanan rakamlardan farklı olmayacağı hepimizin malumu.

Seçimin kuşkusuz kazanan lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Cumhurbaşkanlığı için yarışa 6 aday çıktı.

5 adayın toplam aldığı oy oranı Erdoğan'ın aldığı 52.59'a yaklaşamadı. Erdoğan, en yakın rakibine 22 puan fark atarak kazandı.

Milletvekili seçimleri için de 8 parti yarışa girdi. Bazı ittifaklar başka partiye vekil kazandırsa da biz 8 parti olarak bakalım olaya öncelikle.

8 parti içinden de kuşkusuz yarışta AK Parti birincilikle çıkmış ve kazanmıştır. Oylar düşmüş mü?

Evet, düşmüş. Bunun da elbette sebep ve hikmetlerini masaya yatırıp araştırırlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinden daha çok oy alması elbette liderliğinde ve halk nezdinde daha muteber sayılması, ikincisi ise ‘Cumhur İttifakı’nın güçlü ve istikrarlı desteğidir.

Zaten ‘Cumhur İttifakı’ da Meclis'te çoğunluğu aldı.

Dolayısıyla bu seçimin kazananı net bir şekilde AK Parti ve MHP’dir.

Seçimin ikinci güçlü ismi ise ana muhalefet partisi CHP değil, onun adına seçime giren Muharrem İnce'dir.

CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise partisinin üzerinde oy almasına rağmen, yapılan ‘Millet İttifakı’ hesaplarının hiçbiri tutmadı.

Bu seçimin en çok kaybedeni şüphesiz Kılıçdaroğlu'nun CHP’sidir.

MHP bu seçimde cumhurbaşkanı adayı çıkarmamakla ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aday göstermekle iyi bir hesaplama ve siyaset mühendisliği yaptı.

Anket şirketlerinin yok saydığı MHP, aldığı oy ve çıkardığı milletvekili sayısı ile kimleri yanıltmadı ki...

Dolayısıyla MHP başarılıdır ve seçimin kazananlarındandır.

İYİ Parti cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener de başkanlık seçimlerinde hezimete uğramış ve kaybetmiştir.

Anketlerin ve sosyal medyanın yüzde 20'yi bulur dediği Meral Abla, herhalde bir şişirme olduğunu 24 Haziran akşamı anlamıştır.

İYİ Parti milletvekili seçimlerinde de bekledikleri ve umdukları gibi vekil sayısı alamadı.

Ancak ilk defa seçime girdiği için genel başkandan daha başarılı oldu diyebiliriz.

Saadet Partisi hem cumhurbaşkanı hem de Meclis seçimlerinde çok acı bir şekilde hüsran denilebilecek bir sonuç aldı. Bunun en büyük etkeni tabii ki merhum Erbakan Hoca'nın fikirleriyle hiç de uyuşmayan siyaset gütmeleridir.

6 cumhurbaşkanı adayı ve sekiz partinin seçime girmesi, seçimde ittifak yapan partiler geneline baktığımızda ve detaylara indiğinde her birisi için ayrı ayrı ders çıkarılacak ve tarihe ışık tutacak kitaplar yazılabilir.

Her partinin oturup bunun hesabını yapması gerekiyor.

Bilançoyu çıkarıp iyi bir hesap uzmanına tahlil ettirmelidirler.

Netice olarak siyasi partilerin derslerine daha çok çalışması lazım.

Kaybeden siyasi parti liderlerine sorsan hepsi 'biz kazandık' diyor.

Ancak gerçeğin öyle olmadığını onlar da bizler de biliyoruz.

2019 Mart’ta yine bir sınav bekliyor onları. Herkes çalıştığının karşılığını alacak.

Sınavda çıkacak sorular da bellidir.

Önemli olan siyasilerin kaybetmesi değil ülkenin, milletin kaybetmemesidir.

Öncelikle ‘Cumhur İttifakı’ ve ‘Millet İttifakı’nın Meclis'te ülke ve millet menfaati için var güçleriyle çalışması ve ülkenin ihtiyaç duyduğu kanunlarda hızlı bir şekilde değişiklik yapması lazım.

Seçim bitmiştir. Şimdi çalışma zamanıdır. Herkes kendine düşen sorumluluklarını ötekileştirmeden yerine getirmelidir.

Liyakatsiz ve beceriksiz olan koltuk ve makam sahipleri bir an önce temizlenmeli.

Kendinin geleceği için değil ülkenin geleceği için mücadele ve gayret edenlere yer açılmalı.

Bürokraside işleri tıpayla tıkayanlar değil pratik, çözümcü ve risk alan şahsiyetlere acil ihtiyaç var.

Kazanan ülkemiz olsun…