Kazakistan'da akaryakıt zamlarını protesto etmek için başlayan eylemler kısa sürede halk ayaklanmasına dönüştü ve günlerce sürdü.

Kamu düzenini sağlamada güçlük çeken Kazakistan güvenlik güçleri çareyi dışarıdan yardım istemekte buldu.

Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinden oluşan ve Rusya'nın liderlik ettiği Kolektif Güvenlik Anlaşma Örgütü’nden. Ancak bu örgüt üye ülkelere karşı dış tehdit olduğunda müdahalede bulunmak için kurulan bir örgüt olduğundan Kazakistan cumhurbaşkanı dış kaynaklı terör saldırısı bahanesini ileri sürmek zorunda kaldı.

Sonuçta dışarıdan gelen silahlı kuvvetler sayesinde protestolar şu an için bastırılmış görünüyor. Olaylar kontrol altına alınmış olabilir ama Kazakistan cumhurbaşkanı için yaşananlar sonun başlangıcıdır. Artık bu görevde uzun süre kalma olasılığı yoktur.

Protestolar son derece kanlı şekilde kontrol altına alındığından Kazakistan halkı bunu sindirmesi mümkün değildir. Özellikle de kendi halkına karşı dışarıdan çağrılan askerlere ateş etme yetkisi vermesi onun sonunu hazırlamıştır.

Tarihe de kendi insanını yabancı silahlı güçlere kırdıran olarak geçecektir.

Ama ileri sürdüğü dış destekli terör saldırısı tezi ne kadar gerçekçi?

Baskıcı rejimlerin oluşan protestolarda klasik bahanesidir dış güçler.

Oysa durum gerçekten öyle mi?

Bu tür olaylarda komplo teorisi meraklılarına veya son zamanlarda mantar gibi türeyen güvenlik ve strateji uzmanları(!) çıkıp medyada saatlerce boş boş tartışmaları için çok materyal çıkar.

Kimisi bu olayları Batılı ülkeler, Ukrayna'ya saldırma niyetinde olan Rusya'ya karşı ikinci cephe açarak bu niyetinden caydırmak için çıkardı veya Rusya'nın çok hevesli olduğu "Kuzey akım 2" projesini sekteye uğratmak için diyecek. 

Kimisi Kazakistan'da zaten etkili olan Rusya'nın hakimiyeti tamamen ele geçirmek  için bizzat kendileri bu olayların arkasında olduğunu söyleyecek.

Senaryolar çoğaltılabilir.

Ama burada asıl önemli olan işin özüdür.

Komplo teorisi meraklıları istedikleri senaryoları üretmeye devam edebilir ama biz burada bu işin asıl esasına vurgu yapmak isteriz.

Bu tür ayaklanmalarda dış güçler veya terör unsurları müdahil olması için uygun zemin oluşması lazım.

Hiçbir protesto halk kitlesini içine dahil edemezse başarılı olamaz. Geniş kitlelerin bu tür olaylara müdahil olması da ancak halkta yönetim tarzına karşı biriken tepki olduğunda mümkündür.

Yani siz bu tür tepki birikmesine fırsat vermediğinizde, adalet ve hakkaniyet gözeterek yönettiğinizde hiç kimse sizi provoke edemez.

Buna kalkışan olsa da uygun ortam bulamaz. Yoksa herkesin her zaman rakibi veya düşmanı vardır.

Önemli olan bu tür provokatif olaylara fırsat verecek ortamı oluşturmamak.

Siz halkınızda memnuniyetsizlik ve tepki birikmesine izin verirseniz eninde sonunda birileri ayaklanmaları için bir bahane, yani bardağı taşıracak damla bulur. Aynen Kazakistan'da akaryakıt zammı bahanesinde olduğu gibi.

Yanİ bu tür olaylara sebep olan ne dış güçlerdir, ne başka etkenler. Sebep halkta biriken tepkidir. Yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara, yolsuzluklara, çifte standartlara, yozlaşmaya  karşı biriken tepki.

Bu protestolar biriken tepkinin dışavurumudur. Yani dış güçler sebep değil, sonuçtur.

Alt yapısı olmayan bir şeyi hiç kimse provoke edemez.

Siz buna uygun zemin oluşmasına fırsat vermezseniz kimse bir şey yapamaz. Uzun süren iktidarların her zaman düştükleri duruma düşüldü Kazakistan'da. Yozlaşma. Buna her toplumun eninde sonunda tepkisi oluşur.

İktidarlar da kendi iktidarını korumak için eninde sonunda zalimleşmek zorunda kalır ama sonları hep aynı olur, halk bir noktada patlar.

Her topluluğu bir yere kadar baskı altında tutabilirsiniz. Ama hangi topluluk olursa olsun, ne kadar baskı görürse görsün eninde sonunda korku eşiğini aşar. 

Ve korku eşiğini aşmış bir topluluğun önünde durabilecek bir güç yoktur.
Tarihte bunların sayısız örneği mevcut.

Sonuç olarak aslında Kazakistan'da ne mi oldu?

Aslında olan, lafa gelince mangalda kül bırakmayan bizim yetkililer ne olduğunu kavrayana kadar, Rusya'nın Kazakistan'da tekrar hakimiyeti ele geçirmesi oldu.

Aynen Suriye'de olduğu gibi.