Çevremde bazen Arapça kökenli o kadar isim gözüme takılıyor ki çoğunu okul yıllarında bildiğim halde unutmuş olduğumu fark ediyorum. Tabi ki çevremizde sadece Arapça yazılar yok, yabancı kökenli yazılar almış başını gitmiş. Mekanların isimlerinde Türkçe isim bulmak zaman geçtikçe daha da zorlaşacak gibime geliyor. Bu zamanın gençlerinde yabancı isimlere duydukları ilgi olduğu sürece böyle gidecek devran. Yabancı isim demek onlar için modern, lüks havalı ortam demek, yerli isim olsa mekanın çoğu yüzüne bakmaz. Bende geçenlerde "Muhibbi" ye taktım. İsim gerçekten çok hoşuma gitti. Beni çeken otantik bir havası vardı ki gerçekten de öyleymiş. Araştırdım: Mahla sözcüğü; sanatçıların gerçek isimlerinin dışında bir takma isim kullanmasını ifade edermiş. Pek çok sanatçı mahla kullanarak eserler vermiş. Kanuni Sultan Süleyman da eserlerinde takma ad kullanmış. Kullandığı takma isme Mahlas denirmiş Kanuni Sultan Süleyman’ın şiirlerinde kullandığı mahlası ise Muhibbi olmuş. Arapça kökenli sözcüğün manası da; Muhabbeti bol olan, sevgiliye yakışır tarzda, dosta ait manasına gelmektedir. Muhibbi yani sevgi; insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu. Hepimizde bir Muhibbi varmış demektir. Muhibbi siz insan yoktur diye düşünüyorum. Kanuni Sultan Süleyman da kırk altı yıl süren saltanatında; seferlerle, zaferlerle uğraşırken şiire de zaman ayırıp, sayısız şiirler kaleme almış, divanlar düzenlemiş, dilden dile atasözü gibi günümüze kadar gelen mısralar yazmış. Babası Yavuz Sultan Selim gibi her tür şiirden anlayan; âlim ve şairlere büyük önem veren, onları himayesine almaktan, onlarla dost arkadaş olmaktan büyük zevk alan yüce yaratılışa sahip kişi. Şairlerin ve en çok şiir yazanların içinde ilk sırada sayılabilecek Kanuni Sultan Süleyman’ın üç bin civarında şiiri bulunmaktadır. Bu şiirler içerisinde dil duygu ve içerik açısından henüz gelişmemiş ilk şiirleri yanında Padişah olduktan sonra, büyük şairlere Baki ve Fuzuli gibi yakınlaşması sonucunda ortaya çıkan olgun ve sanat zevkini ortaya koyan şiirlerine bakılınca Kanuni’nin ne derece ince duygu ve düşünceler şairi olduğu görülür. Yazdığı aşk, heyecan, kahramanlık ve tefekkür şiirleri ve yıllarca gönüllerden silinmeyen şiirleri yanında, şairlik gücünü ortaya koyan ve divan şiirinin bütün incelikleriyle söylenmiş şiirleri Muhibbi divanın büyük bir bölümünü kapsar. Bunlar arasında Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi beytiyle başlayan gazeli, eşsiz şiirleri arasındadır. Bir merak bir muhibbiyi çıkardı. İnsanların gördükleri isimleri merak edip bazen araştırması güzel şeylerle karşılaşmasına sebep olur. Saygılar…