Siz hiç gülerken kederlerinizi örttünüz mü? Siz kendinizi özel hissederken birilerinin sıradan biri gibi hissettirmelerine karıştınız mı? Sızılar içinde sağır kör seslerin arasında dilsizleştiniz mi?

Ben öyle bir kadın tanıyorum.

Yarımlarını, eksiklerini, engellerini, yaşayamadıklarını gülerek örten kadın diyorum ben ona.

Acılarla alay eden, şeytanın bacağını kırıp başaracağım diyerek umutlara çelme takan hatta kahkahalarıyla dünyaya kafa atan kadın diyorum.

Bazen insanları tanımak aylar yıllar sürmez.

Bazen de bir ömür boyu yanımızda olan insanı tanıyamayız. Bazen en uzağımızdaki insanı tanımak için tek bir cümle, bir bakış, bir davranış, bir haslet yeterlidir.

Kahkahalara sarılmış bir hali ile tanıdım ben onu.

Gönül Efe Şahin’den bahsediyorum.

Nilüfer Belediyesi Türk Halk Müziği korosunun çalışmalarına katıldığım ilk gün dikkatimi çekti Gönül Hanım…

Dostlukları halk müziğinin Anadolu kokulu ruhlara şifa veren tınıları ile demleyip paylaşan güzel insanlar ile birlikte…

O kadar içtendi ki gülüşü ve o an sorma ihtiyacı duydum.

Kimdi bu kadın?

Usulca yanına yaklaştım, direkt “Ben size bayıldım” dedim, o an gözlerindeki ışıltı kucakladı beni…

Kendisi samimiydi, ilişkilerinde o samimiyeti arıyordu belki de…

Gözlerindeki ışıltı kendinde olanı bir başkasında gördüğü içindi belki de…

Eksikler, yarımlar birbirini tamamlar diye düşündüm.

Özel hayatını deşelemek veya yaraları varsa o yaraları kanatmak adına değil, haddimi aşarak daha yakın tanımak anlamında ve onun o kahkahalarının sebebini daha içerden hissetmem adına kısa kısa birkaç soru yönelttim kendisine.

Aldığım cevaplar sıradan alışılageldik gibi görünse de, çoğu kadınlarımızın yapmak isteyip de yapamadığı yarımları duydum.

Pişmanlıklarından bahsetti, en büyük pişmanlığı ise okuyamadığı…

Cehaletle iç içe bir baba ve sen ev hanımı olacaksın diyerek elinden kitaplarını çekip alan bir annenin koyduğu kurallar, yasaklar içinde on sekiz yaşında evliliğe itilmesi.

Şiddetten kaçarak kurtulacağını düşünürken özgüven eksiliği içinde kompleksleri ile aşağı çeken bir yuvanın baş kahramanı ile yaşamak kolay olmamış.

En ağırı ise illet hastalık ile savaşırken yalnızlığın en dibini gören bir kadının bu denli pervasız hoyratça attığı kahkahalar yerinde olmuş.

Hepinizi, herkesi, her şeyi yeneceğim.

Hayata inat, insanlara inat, hatta kendime inat güleceğim ve hiçbir olumsuzluğa yer vermeyeceğim…

Hayır diyemememin vefasızlığını bana yaşatsalar da içimde kin ve nefreti barındırmadım diyen, hayata sımsıkı tutunan kadının karşısında saygı ile eğilip negatif olmayı yasakladım.

Yaşımız kaç olursa olsun, yaşadıklarımız bizi farklı yöne savurmak istese de umut annenin doğuracağı sürprizler ve güzellikler daima var.

O sürprizler ne zaman karşımıza çıkar veya güzellikleri ile bizi ne zaman sarar bilinmez lakin biz tutunmak ve sarılmak istediğimiz sürece umut anne bizi hep besleyecek büyütecektir.

Hikayesinin özeti bu kadardı ama…

Gönül Efe Şahin’e pervasız gülüşleri için, dünyaya kafa attığı için ve bana da kendimden bir şeyler hissettirdiği için teşekkür ediyor,

Umut annenin var olduğunu ve o umudun da kendisi olduğunu hatırlatıyor, sevgi ve saygı ile adı gibi gönlünden öpüyorum…

En şifalı ilaç, en güzel sürpriz, en güzel armağan, en güzel variyet sevgi diyorum…