Son dönemde siyaset gündeminin bir numarası ittifaklar arası ilişkiler. Bir tarafta AK Parti-MHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı ile hükümet, diğer tarafta ise CHP-İYİ Parti ve diğerleri ile muhalefet olan Millet İttifakı. Her iki cephede karşı tarafın ittifak ortaklıklarını bozmak adına birbirlerine karşı mücadeleye girmiş durumda. Özellikle tezkere çatlağından sonra iktidarın Millet İttifakı’na karşı tutumu daha da sertleşti. CHP ve İYİ Parti’yi HDP ile ortaklık yapmakla suçlayan iktidar kanadı bu konuda ne kadar haklı tartışılır. Geçtiğimiz yıllarda Habur Sınır kapısında yaşananlar hala hafızalarda.

      Son tezkere oylamasında da CHP’nin “hayır” oyu kullanması bir anlamda Millet İttifakı ortakları arasındaki görüş ayrılığının dışa vurmasıdır. Bu durumu iyi değerlendiren hükümet kanadı hem CHP’ye hem de İYİ Parti’ye yükleniyor.   Geçtiğimiz günlerde AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir mecliste düzenlediği basın toplantısında İYİ Parti'nin CHP ile ittifak etmesi halinde HDP ile de ittifak etmiş olacağını, bunun da terör örgütü PKK ile de müttefik olma anlamına geleceğini söyleyerek İYİ Parti’ye yüklendi.

     Hükümet kanadı, attığı bu adımlar ile zor günler geçiren ekonomi gündemini başka tarafa çekmek istiyor. Cumhur ittifakı ortakları her geçen gün ivme kazanan CHP-İYİ Parti ortaklığını milli değerler üzerinden itibarsızlaştırma çabasındalar. Lakin sokaktaki vatandaş için şu anda en önemli gündem ekonomi. Bu durumun farkında olan Millet İttifakı da elindeki tüm kozlar ile hükümete yükleniyor.

     Demem o ki hem iktidar hem de muhalefet kılıçlarını sonuna kadar çekmiş vaziyette. Millet İttifakı olası bir erken seçime her daim hazır bir görüntü çiziyor. İktidar ise seçimleri zamanında yapacakmış gibi yoluna devam ediyor. Bakalım ittifak oyunlarında önümüzdeki günler nelere şahit olacağız...