Köyün birinde alkolik bir adam yaşarmış. Başta karısı, çevresi, komşusu herkesi bıktırmış. Karısından başka yüzüne bakan ilgilenen yokmuş. Karısı çaresiz her akşam içip içip eve gelişini sabırla karşılarmış. Her yaptığı kötülüğüne iyilikle karşılık verirmiş. Yine bir gün evde içebildiği kadar içmiş, gece yarısı karanlıkta evden çıkmış, ormana doğru yol almış. Karısı kısa sürede gelir diye düşünmüş ama sabah olmuş yok. Merak edip eşini aramaya çıkmış, uzun arayışı sonunda, cansız bedenini bulmuş. Sürükleyerek eve getirmiş. Koşarak, ağlayarak imamın evine gitmiş. ‘İmam efendi eşim öldü hemen gelin defin edelim.’ İmam düşünmüş, herkesin nefret ettiği, kimsenin görmek istemediği kişinin cenaze namazını kıldırsa köy halkının tepkisini alacak, ‘Kadın ben senin eşine imamlık edemem, git kimden yardım istersen iste’ diye kapısından kovar. Kadın iki gözü iki çeşme, kocasının ölüsünü kefenler, sırtına vurup köyün mezarlığına doğru gider. Köy halkı kadının önüne çıkar, ‘Kocanı sakın bizim mezarlığa gömme. Bizi burada rahatsız ettiği gibi, ölülerimizi de orda rahatsız etmesin’ diye kadına yasak koyarlar. Kadın kan ter içinde yolun kenarında uygun bir yer bulur kazar. Oradan geçen bir çoban kadını görür ve yardım eder. Kadın çobanın yardımına sevinir evine gelir. Ertesi sabah muhtar imamın evine gider. Rüyasında ölen adamı cennette gördüğünü, ona güldüğünü anlatır. İmam efendi de aynı rüyayı gördüğünü söyler. İmamın evine gelenlerde aynı rüyayı anlatır. Hep birlikte ölen adamın evine giderler. Adamın karısı da aynı rüyayı görmüştür. Kadına sorarlar nasıl oldu bu diye kadın ‘Dün bir çoban gördüm, o bana yardım etti ve eşimi gömdü dua da bulundu’ der. Çobanın ermiş olacağını düşünüp, tarif edilen yerde çobanı bulup sorarlar. ‘Dün bizim köyün alkoliğini gömmüşsün, nasıl dua ettin de cennete girdi’ diye sorarlar.  Çoban, ‘Ben hiç dua etmesini bilmem. Açtım ellerimi Allah’ım bana ara sıra misafir gönderirsin. Bende elimdeki sütü ve ekmeğimi bölüşürüm. Elimden geldiğince senin hatırına ağırlarım. Şimdi ben sana bir misafirimi gönderiyorum, sen nasıl istersen öyle ağırla diye söyledim’ der.

İnsanlık görevi; çevrede yaşayan bütün canlılara sahip çıkmak, ilgilenmek, elimizden geldiğince doğruya davet etmek gerekir. Yaradılanı sevmek gerek Yaradandan ötürü. Saygılar…