Her anne babanın kaygısıdır! Küçüğünü büyüyene kadar, hasta olanı iyileşene kadar, gurbette olanı eve dönene kadar düşünmesi anne ve babalık içgüdüsüdür.

Hele ki bu kaygı çocuğunun bütün bir yaşamını ilgilendiren konuysa neler yapabilirim çocuğumun yaşamını idame ettirebilecek nasıl bir gelecek sağlayabilirim endişesi ebeveynlerin beyninde büyür de büyür.

Önce iş sonra aş sonra eş düşüncesi de sanırım buradan kaynaklanıyor.

Bu kısacık, tek hecelik, biri sesli biri sessiz iki harften oluşan kelimenin anlamı ne kadar büyüktür, ne kadar heybetlidir, ne kadar uzundur, geniştir, kapsamlıdır, işsiz kalmadıysanız bilemezsiniz.

İş umut, umut iş demektir.

Ekmek demek, gelecek demektir.

İşsiz güçsüz adamın ne altın tasta gül kurutması mümkündür, ne yârini sinesinde uyutması…

Köylü dayı tarlasını ineğini satar yeter ki çocuğum okusun ele güne muhtaç olmasın diye…

Memur bir baba maaşından artırır, kirasından, faturasından önce okuyan evladının üzerine titrer…

Emekli amca yetirememenin derdiyle geldik gidiyoruz geride kalan okusun bir yerlere gelsin hesabına düşer…

Okuyan güzel bir işim olsun hayallerim gerçeğe dönüşsün, umutlarım hep diri kalsın diye gecesini gündüzüne katıp istediği mesleğe sahip olabilmek için var gücüyle öğrenciliğin şanı olan makarnaya talim eder.

Emeğinin karşılığında yüze kapanan kapıların getirdiği ruhsal çöküntü içten içe çürütür.

Türkiye'deki işsizlik oranı yüzde 8,8 olarak açıklanırken,  üniversite okuyarak iş bulamayan işsiz sayısı 828 bindir…  

Yüzde olarak hesaplandığında ise yüzde 30'a yakın bir oranın üniversite mezunu işsiz durumda. Bunun başlıca sebepleri ise devlet kurumlarında çalışmak ve yerleşememek, iş beğenmeme durumları, iş kontenjan sınırları olarak ifade ediliyor.

Kontrolsüz açılan üniversitelerin ve yanlış sanayi politikalarının da bu durumda etkili olduğu kanısındayım…

Her geçen gün yeni üniversiteler açılıyor ama önceki mezunlara kadro verilmiyor. Kadro verilmeyen mezunlar özel sektörlerin kapısını çalıyor asgari ücretle yetinmeye çalışıyor.

İşsiz üniversite mezununun yanı sıra lise mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 38, lise diploması olmayanlarda ise yüzde 49 olarak belirtiliyor.

Eğitim planlamasının olmaması ortaokulda öğrenci hangi yeteneğe sahipse ona göre yönlendirilmemesi ve mesleki yetenekle devam etmesi gerekli iken yanlış izlenimin hüsranını da bu sayede görmüş yaşamış oluyoruz.

Anne ve babaların gelecek endişesini anlayabiliyorum lakin kendi isteklerinden çok çocuklarının ne istediklerine kulak vermelerini uygun buluyorum. Herkesin hepimizin farklı idealleri var ve doğanın gerektirdiği rol dağılımına göre yol izliyoruz. Emekleyerek yürüyerek koşmaya devam ediyoruz.

Bu süreçte korkularımız zaman zaman hezeyanlarımız olsa da zamanın olgunlaştırdığına ve en etkili öğrenmenin yaşayarak öğrenme şekli olduğuna inanıyorum. Meyve bile olgunlaşmadan dalından kopmuyor, zamansız yere yaprak düşmüyor.

Umutla başlanan her günün akşamında tatlı yorgunlukların olmasını umutların solmamasını ve gençlerimize aydınlık yarınlar diliyorum.