Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 12. Sûresi olan Yusuf süresinin ilk 13 ayetinin mealini aktaracağım.

Yusuf sûresi, 111 âyet olup 1, 2 ve 3. âyetler Medine’de, diğerleri Mekke’de inmiştir. Surenin başından sonuna kadar Yusuf Peygamber’den bahsedildiği için bu adı almıştır.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Elif. Lâm. Râ. Bunlar, apaçık Kitab’ın âyetleridir.

2. Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.

3. (Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur’an’ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.

4. Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya’kub’a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.

5. (Babası:) Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.

6. İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya’kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.

7. Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır.

8. (Kardeşleri) dediler ki: Yusuf’la kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz kalabalık bir cemaatiz. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanlışlık içindedir.

9. (Aralarında dediler ki:) Yusuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!

10. Onlardan biri: Yusuf’u öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız onu kuyunun dibine atın da geçen kervanlardan biri onu alsın (götürsün), dedi.

11. Dediler ki: ‘Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.

12. Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin (içsin), oynasın. Biz onu mutlaka koruruz.’

13. (Babaları) dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım.

Müfessirler, 7 âyette, Rivayet edildiğine göre, Yahudi âlimleri Mekke müşriklerinin ileri gelenlerine, ‘İsrailoğullarının niçin Mısır’a gittiklerini Muhammed’e sorun, bakalım ne cevap verecek’ diye telkin etmişler, onlar da sormuş, bunun üzerine bu sûre inmiştir. Nitekim âyette onların bu sorularına işaret edilmektedir.

8 âyette, Yusuf ile Bünyamin bir anadan, diğer oğulları ise başka bir anadan idiler.

9 âyetin, son kısmını ‘…Bundan sonra işinizi yoluna koymuş, durumunuzu düzeltmiş olursunuz’ şeklinde anlamak da mümkündür.

10 âyette, Bu teklifi yapan Yehuda isminde birisi idi. Kardeşlerine bunu kabul ettirdi ve babalarına geldiler.

13 âyette, Hz. Peygamber’den nakledilen bir hadiste belirtildiği gibi Ya’kub (a.s.): ‘Onu kurdun yemesinden korkarım’ şeklindeki bu sözü ile farkında olmadan onlara, tasarladıkları planı nasıl örtbas edecekleri konusunda bir ipucu vermişti. Gerçekten 17. âyette de görüleceği üzere onlar bu ipucundan yararlanmışlardır.

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.

Cuma’nın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.

Selam ve dua ile...