Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 Ocak işgücü istatistiklerini paylaştı.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı 3,9 puanlık artış ile yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,1 puanlık artış ile yüzde 16,8 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,8 puanlık artış ile yüzde 26,7 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 3,9 puanlık artış ile yüzde 15,0 olarak gerçekleşti. 

Mukayese edebilmek adına geçmiş yıllardaki işsizlik rakamlarına bir kez daha yer verelim.

2018 yılında 3 milyon 537 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 11 seviyesinde gerçekleşti.

2017 yılında 3 milyon 454 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşti.

2016 yılında 3 milyon 330 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşti.

2015 yılında 3 milyon 57 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti.

2014 yılında 2 milyon 853 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 9,9 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Ocak döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 872 bin kişi azalarak 27 milyon 157 bin kişi, istihdam oranı ise 1,9 puanlık azalış ile yüzde 44,5 oldu.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 345 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 526 bin kişi azaldı.

İstihdam edilenlerin yüzde 17,0'si tarım, yüzde 19,9'u sanayi, yüzde 5,4'ü inşaat, yüzde 57,7'si ise hizmet sektöründe yer aldı.

Ocak 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puan artarak yüzde 33,1 olarak gerçekleşti.

Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 22 bin, sanayi sektöründe 82 bin, inşaat sektöründe 44 bin, hizmet sektöründe 76 bin kişi azaldı.

2019 Şubat ayı ciro endekslerinde bir önceki yılın aynı ayına göre, sanayi sektöründe yüzde 20.6, ticaret sektöründe yüzde 13, hizmet sektöründe yüzde 20.2 ciro arttı.

İnşaat sektöründe ise yüzde 22 azaldı.

Birçok sektörün lokomotifliğini yapan inşaat dünyası duraklayıp tıkanınca birçok sektör olumsuz etkilendi.

Bu da işsizliği körükledi.

Elbette tek neden inşaat sektörü değil.

İstihdam sorunu birçok ülkenin kanayan yarasıdır.

İşsizliği kısa bir sürede çözmek çok zor.

Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarla işsizlik en aza iner.

Sadece eleştirmekle gelişemeyiz ve sağlıklı yol alamayız.

Eleştirirken çözümleri de ortaya koymalıyız.

Bir taraftan işsizliği konuşurken bir taraftan da işverenlerin çalışacak kalifiye eleman bulamama feryadına da kulak vermeliyiz.

Meslek liselerini yeniden gözden geçirip kaliteyi artırmalıyız.

Meslek lisesinden mezun olan hem teorisi hem pratiği ile aranır olsun.

Herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil.

Ancak herkes bir meslek sahibi olmak zorunda…

Üniversitelerde de daha kaliteli bir eğitim yaptırmalıyız.

Oradan mezun olanlar bilim ve irfanla bezenmeli.

Bir iş yaptıklarında ve konuştuklarında farklarını ortaya koyabilsinler.

Amaç sadece üniversiteden bir diploma almak olunca sonrasında büyük sıkıtılar getiriyor.

Yurt içi, yurt dışı ama özel ama güzel hangi bölüm olursa olsun mantığıyla duvara asmalık bir diploma olmasın.

O diploma bizlere sadece gereksiz tüketmeyi değil, kaliteli üretmeyi de öğretsin.

İşsizlik, ülke olarak el ele vererek milli ve yerli üretimi artırarak aynı zamanda tüketim tercihlerimize dikkat ederek çözülür.

Tahsile, tekniğe, teknolojiye, telekomünikasyona, tarıma, tohuma, toprağa,  tekstile, turizme, ticarete, temizliğe, tarihe, tasarrufa, tasarıma, takasa, tahammüle, trene, topa, toya, tüfeğe, tedbire ve teşkilatlanmaya yeniden yeni bir sayfa açarak bütün zorlukları aşarak daha güçlü bir ekonomiye sahip olup güçlü ve mutlu olabiliriz.

Kısacası her kesime ve herkese çok iş düşüyor.