Bursa'mıza iletişim fakültesi kurulmasının ne kadar gerekli olduğu konuşuluyordu geçtiğimiz haftalarda.

Pek çok meslektaşımla da tartışma konumuz olmuştur bu durum. Bursa gibi büyük bir şehirde neden iletişim fakültesi bulunmamakta?

Elbette kurulmalı ama bunun öncesinde ülke genelinde bir düzenlemeye gidilmeli diye düşünmekteyim.

Eğer ki iletişim fakültesi sayılarını artıracaksanız, her “gazeteci olmak istiyorum” diyeni mesleğe dâhil edip de bölüm mezunu gençlerin işsiz kalmasına sebep olmayacaksınız!

Eğer ki iletişim fakültesi sayılarını artıracaksanız, resmi ya da özel kurumlar tarafından oluşturulan gazetecilik eğitim programlarını kapatacak, dirsek çürütmüş bölüm mezunu gençlerin hakkını savunacaksınız!

Eğer ki iletişim fakültesi sayılarını artıracaksanız, yıllarca eğitim almış bölüm mezunlarına asgari ücretin kat kat üstünde maaş ödeyeceksiniz!

Eğer ki iletişim fakültesi sayılarını artıracaksanız, bu fakülteden mezun olan arkadaşlara mal gibiymiş değil, “saygıyla” bakacaksınız!

Eğer ki iletişim fakültesi sayılarını artıracaksanız, mesleğe aldığınız bu insanların hakkını yedirmeyecek, yaptığı her haberden sonra onun arkasında duracaksınız!

Bu örnekler sıralanabilir…

İletişim fakültesi mezunları mesleğini yapsın artık!

Hiç beyin cerrahı olarak görev yapan ve ameliyatlara giren bir edebiyat öğretmeni gördünüz mü?

Ben görmedim.

Neyse…

Bir şeyleri kurmadan önce, eldekileri düzenlemek gerek sanırım. Bu söylediğim bütün sektörler için geçerli.

Devletimizin birçok konuda yenilikler yaptığına hepimiz şahidiz.

Umudumuz gelecekten… İnanıyorum ki iletişim fakültesinden mezun olacak kardeşlerimiz, mevcut sıkıntıları yaşamazlar ve değer görürler.

 

Türkiye basını, milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.

Mustafa Kemal ATATÜRK - 05.02.1924