Mart ayında koronavirüs salgını ülkemizde yayılmaya başlayınca ailecek büyük bir korku içerisine girdik. Herkes tedbirini almaya başladı ama ne yazık ki daha ilk aylarda koronanın nasıl bir illet olduğunu öğrendik. Ablam ve her 2 amcam ailesiyle birlikte korona oldular. Çok şükür ki zorda olsa atlattılar. Her neyse o sürece girmek istemiyorum…

Mart ayından ekim ayına kadar korona illeti bizi bulaşmayı aklından bile geçirmedi ta ki babaannemin rahatsızlanması sonucu bizim hastaneye gitmemize kadar. Babaannem yoğum bakıma alınınca ailecek hastane koridorlarında sabahladık. Çok şükür korona değildi ama başka bir illetle savaşıyor. Hastaneden geldikten bir hafta sonra babam rahatsızlandı ve korona aklımızın ucundan bile geçmedi. Kendim günlerce hastanenin acil servisine götürüp getirdim. Temaslı bir durum olmadığı için test yapmadılar, iğne ya da serum yapıp gönderiyorlardı. Baktık ki iğleşeceği yok bu sefer başka bir hastaneye gittik.

O gün sabah 09:30’da gittiğimiz hastaneden akşam 19:00’da eve gelebildik. Ayakta hasta haliyle tomografi, sürüntü testi vs.. sırası bekledik. Bizim gibi birçok kişi vardı biz korona olmasaydık da orada mutlaka sıra beklerken olurduk diye düşünüyordum. O gün sıra beklerken bende kendimi iyi hissetmemeye başladım ama babama belli etmek istemedim çünkü; babamın ayakta duracak hali bile yoktu. Beni de düşünmesin. Tomografi ve kan sonucumuz çıktı ve babamın yüzde yüz korona olduğunu öğrendik. İlaç verip eve gönderdiler.

Bende kesin korona olduğumu düşündüm ve ailemle bir araya gelmemeye özen gösterdim. Sabah zil sesiyle uyandım kapıda fililasyon ekipleri… Babamın test sonuçları çıkmış ve evdeki temaslılar için geldiklerini söylediler. Ben babamla temaslı olduğum için benden sürüntü alıp gittiler.

O günün akşamında tekrar zil çaldı ve benim için de gelmişlerdi. Test sonucum pozitifti. Merdivenlerden aşağıya inerken tek aklımdaki anneme bulaşmış mıdır’ sorusuydu. Neyse ilaçlarımı (favicovir) verip gittiler ve annemler içinde 4 gün sonra tekrar geleceklerini söylediler. Hastalık sürecime girmek istemiyorum çünkü bende ağır atlatanlardanım, o günleri anlatıp tekrar o anı yaşamak istemiyorum ama şunu söyleyeyim 4 gün sonra gelip anneme ve kardeşime de test yaptılar. Çok şükür ki her ikisinin de test sonucu negatif çıktı.

Babam kötü geçirdi 6 gün hastanede yattı. Zatüre oldu hala tedavi görüyor buna da şükür…

Asıl mesele ne ona gelelim. Geçen sosyal medyada gezinirken bir yazı gördüm. Benim kullandığım (favicovir) ilacını biri paylaşmış ve üstüne ‘sakın bu ilacı kullanmayın sizi daha kötü yapıyor. Ağır atlatıyorsunuz ya da hastanelik oluyorsunuz’ diye. Çok şaşırdım neden böyle bir şey paylaşır insan?

Ben kendim kullandım ilk gün 16 tane diğer günler 6 tane içtim. Evet ağır atlattım ağrılarla ama bunu ilaca bağlayamam. Zaten işe yaramazsa bu ilacı verirler mi? diye düşünüyorum.

Gün geçtikçe paylaşımlar artıyor. İnsanlar doktor olmuşçasına sosyal medya üzerinden yürütülen kirli algıyla, tedavide kullanılan ilaçların kalp krizine yol açtığı, beyinde pıhtı attırdığı, karaciğerleri iflas ettirdiği yönünde türlü iddiaları ortaya atıyor. Bazı vatandaşlar bu dedikodular nedeniyle ilaç kullanma konusunda tedirginlik yaşarken, bu durum salgınla mücadeleyi sekteye uğratıyor diye düşünüyorum.

Sağlık Bakanlığı erken başlanan ve doğru dozlarda alınan ilaç tedavisinin, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde engellediği ve yoğun bakıma geçiş oranını düşürdüğüne işaret ediyor.  Birçok doktorun yaptığı açıklamaya göre de bu kullanılan ilacın bulaşma riskini azalttığı.

Ben şöyle düşünüyorum ki ilaç konusunda oluşturulan bu algı marttan beri büyük uğraşlar veren ve hayatını kaybeden doktorlara saygısızlıktır, bencilliktir, vebaldir…

Eğer bu ülkede yaşıyorsan sen bu ilacı kullanacaksın! Bu senin vatandaşlık görevin.