Metal yorgunluğu bahanesi ile iktidar yenilenme sürecine girdi.
Son derece isabetli olan bu karar, biraz daha gecikmeli uygulansaydı iktidar açısından geri dönüşü olmayan yola girilmiş olabilirdi.
Zira gerek teşkilatlarda, gerek kurumlarda, yozlaşma ve keyfi uygulamalar öyle bir boyuta ulaşmıştı ki iktidarın sonunu muhalefet değil, içeride patlama noktasına gelen partililer getirecekti.
Yükselen bu tepki dalgasını gören üst irade en tepeden başlayarak yenilenme sürecine gitmiştir.
Ancak bu yenilenme süreci eksik yapıldığı göze çarpmakta.
Yenilenme olumlu bir adım ama yenilenme önce zihniyet değişimi ile olur.
Zihniyette değişikliğine gidilmeyip, sadece kişileri değiştirmek işin ancak vitrin kısmıdır.Yenilenme sadece uygulayıcıları değiştirerek olmaz.
Esas olan anlayışta değişimdir.
Yoksa istediğiniz kadar insan değiştirin yaklaşımlarınız aynı devam ettiği sürece kişileri değiştirmek tek başına hiç bir şey ifade etmez.
İktidar yola kimsesizlerin kimsesi olma vaadiyle çıktı ve bu vaatlerle iktidar olup, iktidarda kalmayı başardı.
Ancak son yıllarda iktidarın yarattığı elitist kitle seçmenlerde ciddi rahatsızlıklara sebep olmaya başladı.
Ortaya çıkan bu rahatsızlıklar şimdiye kadar onların dini hassasiyetlerine yönelik demeç ve söylemlerle idare ediliyordu, ancak son zamanlarda bu söylemler durumu idare etmek için yeterli olmamaya başladı.
Ve korkarız ki üst irade bunun tam olarak farkına varamadı ki aynı üslup ve anlayışla siyaset yapılmaya devam ediliyor.
Değişim gerekliliği anlaşılmış, ancak işin özü, yani destekçilerin asıl rahatsız oldukları konular tam olarak anlaşılamamış.
Bu rahatsızlığın sebepleri sadece yozlaşma ve karar verici mevkilerdekilerin oluşturdukları menfaat çemberleri değil.
Esas sorun yürütülen politikalar ve yaklaşımlardır.
Gitgide mazlumların, mağdurların temsilcisinden çok, alınan kararlarla sermayenin ve patronların çıkarlarını savunan parti imajı ortaya çıkmıştır.
Bundan dolayı ana muhalefet liderinin atletli fotoğrafı bu kadar ilgi gördü.
Ve iktidar da bunu gündeme gereksiz yere getirerek daha da ilgi görmesini sağladı. Oysa sadece; yemek masasında atletle fotoğraf çektirmek şık olmamış deseydi bu konu bu kadar etkili olmazdı.
Diğer yandan bizim insanımız evde gerek yemek masasında, gerek oturma odasında, gerek balkonunda tam da böyle atletle oturur. Atletli fotoğraf eleştirilirken aslında insanımız eleştirildiğinin farkına varılamadı.
Aynı hata adalet yürüyüşünde de yapılmıştı. Bu yürüyüşün beklenenden fazla ilgi görmesinin sebebi iktidarın bu yürüyüşle fazla alakadar olmasındandır.
Yenilenmenin zihniyet yenilenmesi ile beraber olması gerektiğini iktidar mutlaka idrak edecektir. Temennimiz de budur.
Ancak iktidar açısından belki de daha büyük sorun her geçen gün muhalefetin daha çok gündem belirleyen taraf olmaya başlamasıdır.
Muhalefetin yaptıkları, söyledikleri, atletli fotoğraf tartışılmakta.
Eskiden gündemi belirleyen taraf iktidardı.
Her zaman kazanan taraf gündemi belirlemeyi başaran taraf olur.
Sonuç olarak yapılan yenilenme önce zihniyet ve anlayışta olmalı.
İktidar son zamanlarda oluşan elitist imajını somut adımlar atarak kırmalı, tekrar kimsesizlerini kimsesi olduğunu göstermeli.
Aynen onu iktidar yapan merkez sağı tasfiye etmesinin hata olduğunu anlayarak bundan geri döndüğü gibi bu elitist çizgiden uzaklaşıp, somut olarak halkın çıkarlarını gözeten eylemlere geri dönmeli.
Zira çiftçisinden, işçisine ve esnafına kadar gelinen noktada tepkiler her geçen gün daha da artmakta.
Dini ve milli hassasiyetler üzerinden politikalar bir yere kadar etkili olur.