Acısı ile tatlısı ile 2021 yılını geride bıraktık, tatlılarından ziyade acıları daha fazla aklımızda kaldı.  Lakin hepsi artık geçti gitti.  Gitmesine gitti de acılarını 2022’ye taşımasaydı iyiydi. Her şeyden önce korona denen illet hastalıktan top yekun kurtulabilmiş olsaydık bu bile yeterdi. Ama nerdeee.  Bırakın pandemi sürecinden çıkmayı yeni yeni varyantlarla dünyanın başına musallat olan hastalık artarak hayatımızı altüst etmeye devam ediyor.  Keşke 2022 hoş gelseydi, fakat şimdilik gelmedi.

2021 de bırakmayı çok istediğimi yüksek dolar kuru vardı. Anlık düşüşler yaşansa da ne yazık ki yükselen kur 2022’in ilk mesai gününde bizi yine yükselerek karşıladı.( En azından yazımı yazdığım saatlerde yükseliyordu).  Ne olurdu sanki dolar denen ucube 2022 de düşüşe geçseydi de ekonomindeki dalgalanmalar yaşanmasaydı. Keşke 2022 hoş gelseydi, fakat şimdilik gelmedi.

Yine 2022’in ilk mesai gününden TÜİK’ten enflasyon açıklaması geldi. Yıllık 36.08 resmi rakam bu olsa da gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğu malumunuz. TÜİK rakamlarının açıklanmasının hemen ardından da memurlara ve emekliler de verilecek zam oranları da açıklandı. Onların zammı hem resmi enflasyonun hem de çarşı Pazar enflasyonunun bir hayli altında. Keşke 2022 hoş gelseydi, fakat şimdilik gelmedi.

2022’nin ilk dakikalarından itibaren sosyal medyada dolaşan güncellenmiş fiyat ayarlamaları belgesi aslında her şeyin özeti gibiydi. Köprülerden otoyollara, araç vergilerinden harçlara ve daha birçok alanda yapılan yüksek fiyat güncellemesi 2022’nin hoş gelmeyeceğinin ayak sesleri gibiydi. Köprü geçiş ücretlerinin ikiye bölünüp düşürülmüş gibi gösterilmesi kimin fikri ise yorum bile yapmıyorum. Keşke 2022 hoş gelseydi, fakat şimdilik gelmedi ve gelmeyecek gibi…