* Bilindiği gibi Ali Ay ve tayfası Bursaspor’un damarlarını kuruttuktan ve üzerine benzin döküp yaktıktan sonra Olağanüstü Genel Kurul kararı aldı. 

* O karar alındı da, herkes Faruk abileri ellerinden tutacak, UÇK ve UEFA dosyaları kapanacak ve Süper Lig’e çıkacak bir Bursaspor kurulacak mı sandı. 

* Bu arada TFF’den, Harun ve Serdar gibi altın değerindeki futbolcuların satışından gelen paraları hiç eden, aldığı çöplere para ödemeyen ama borcu üçe katlayan Ali Ay’ın ahvali şeraitinden kimse söz etmiyordu.



Selim Kurtulan kürsüye her çıkışında konuşmasına ‘Söz almayacaktım ama’ diye başlar, görüşlerini anlatır ve ‘Bir daha konuşmayacağım’ diyerek bitirir. Ben de ona benzemeye başladım. Bursaspor’u yorumlarken artık Bursaspor yazmayacağım diyorum ama yazmadan edemiyorum.

Bilindiği gibi Ali Ay ve tayfası Bursaspor’un damarlarını kuruttuktan ve üzerine benzin döküp yaktıktan sonra Olağanüstü Genel Kurul kararı alındı.

Bu kararlarından sonra sosyal medyada o gün bu gün diye öyle iyimserlik rüzgârları üfürülmeye başlandı ki; ilk toplantıda çoğunluk sağlanacak adaylığa talipliler tek listede anlaşacak, Faruk abileri ellerinden tutacak, UÇK ve UEFA dosyaları kapanacak ve Süper Lig’e çıkacak bir Bursaspor kurulacak...

Bu arada TFF’den, Harun ve Serdar Aziz gibi altın değerindeki futbolcuların satışından gelen paraları hiç eden, aldığı çöplere para ödemeyen ama borcu üçe katlayan Ali Ay’ın ahvali şeraitinden kimse söz etmiyordu.

BU BORCU NASIL KATLADIN!

Ali kardeş! 

Kulübün oynayan, oynamayan, kovduğun ya da koynunda beslediğin futbolcuların, çalıştığın hocaların hepsi ihtar çekip parasını istiyor. Personelini artık fotosentez ile yaşamayı öğrenecek kadar mağdur ediyorsun. 

Sen kimseye para ödemeden “Borcu nasıl üçe katladın be Uyanık Ali?” diye soran yok.

Biz her türlü uyarımızı yapmamıza rağmen geçmişe mazi, yenmişe kuzu diyerek BŞB Stadyumu’nun yolunu tuttuk.

Ali Ay ve tayfasından kimse yoktu ama bana “Acaba olacak mı?” dedirtecek bir kalabalık vardı. 

Biraz süre uzatıldı ama yeterli çoğunluk sağlanamayacağı ihtimali ağır basmaya başladı.

Önce tribüne girdim. Saha kenarında kürsü ve kongre divan kurulu makamı ve sandıklardan eser yoktu. 

Yani sosyal medyadaki estirilen rüzgârın aksine genel kurul yapılmayacak gibi hazırlık yapılmıştı.

Orada ilk olarak efsane ağabeyim Mesut Şen ile konuştuk. Birlikte yaptığımız Gaziantep seyahatini andık. Tedavim sürüyor dedi. “Bir emrin var mı?” diye sordum. “Bursaspor iyi olsun, ben de iyi olurum” dedi.



KLAVYE TETİKÇİLERİ NEREDE

35 yıllık arkadaşım olan Divan Başkanı İdris Sevinç’i bu süreçte acımasız bir şekilde eleştirmeme rağmen merhabamız her zamanki gibi sıcak oldu. 

Bana yazıyorsun, eleştiriyorsun ama bak aynı zamanda kongre üyesi olarak görev bilip geliyorsun. Klavye tetikçileri nerede, ortada yoklar” diye sorunca “Sosyal medyayı sallama herkes kendisinin Bursaspor’un ve rantının peşinde” dedim.
Ama madem tehlikeli ve sıcak sulara girmişti soru sormadan edemezdim. 

Aldım sazı elime ve “Bursaspor’un bu durumundan hepimiz sorumluyuz ama sizlerin makam olarak kusurunuz bizden çok fazla değil mi?” deyiverdim.

“Haklısın ancak dinle” dedi.

“Bir senedir Başkanla olağanüstü kongre konuşmaları yaptım ama makamım gereği bunları sosyal medyada paylaşmam etik olmazdı. 

Bütün arkadaşlarım konuları biliyor. Görüşürken yapalım edelim diyor sonra bir yerlerden telefon geliyor. Ne konuştuk ise tersini yapıyor” dedi.

Hoppalaaa! O başkan değil emanetçi mi diye düşünürken, halâ artık olmayan Bursaspor medyasının direktörü ünvanlı Paçacı’nın özel ulak olabileceği ihtimalini bayağı sevdim.

İdris kardeşim, sevgili Başkanım, “Kapı gibi seçilmiş Divan Başkanı’sın sosyal medya bence de değersizleşti ama kulüp kanallarını kullanarak açıklama yapmak neden aklına gelmedi” dedim.

Bunu denemiş ama ona “Ali Ay ve tayfasının onaylamadığı bir metni yayınlayamayız” demişler.

“Yuh!” demedim. 

Çünkü aynı terbiyesizliği seçilmiş Bağımsız Denetleme Kurulu’nun raporlarında da yapmışlardı. Mali Kongre’de yalan dünyasından tabanca gibiyiz diye hönkürürken, BDK’nın büyük emeklerle hazırladığı rapor ve tablolar resmi sitede Paçacı marifetiyle bir satır yer almıştı.

Yani kol kırılsın yen içinde kalsın diyen İdris Başkan da Ali Ay ve tayfası tarafından BDK gibi satılmıştı.
Camia olarak bütün bunlara seyirci kalırsanız düşmeniz kaçınılmaz oluyor ancak makam işgal edenlerin de tekerlek kırıldıktan sonra adres tarif etmemeleri gerekiyor.

Artık dönelim derken Mesut Mestan açıklamaları ile şoka girdik.

Ali Ay Efendi ilk gün kongre olmaması için tezgâhı kurmuş ve “Elde kalan dört futbolcuyu satarak paraları kırışırız. Yarısını ben alırım, diğer yarısını siz alın” diyor.

BOŞAN DA SEMERİNİ YE!

Takımı yerle bir etmiş, usulsüz karar alarak iki araziyi üstüne geçirmiş, vekil olarak kendi aslına çek keserek borçlandırmış bu adam dükkânda kalan üç beş oyuncuya gözünü dikmiş! 
Mesut Mestan’a dil sürçmesi mi oldu diye iki kez tekrarlattıkları bu konu adamın ne mal olduğunun belgesidir.
Mesut Mestan ayrıca yükün ağırlığından söz ederken, UÇK ve UEFA dosyalarına buldukları kaynağı açıklamayarak gelecek ile ilgili endişelerimi ortadan kaldırmadı.

“Ahmet Erarslan yük bana kalmamalıydı ama kaldıysa altına girmek farzdır be Osman Abi” dedi.
Bombacı Fatih “Elimizden geleni yapacağız amaaa…” dedi.

Ersoy “UÇK ve UEFA dosyaları kapanacak” dedi. “Görmeden inanmam sende ihtiyatlı ol” dedim.
23 Haziran’da ‘bir şeylik olmazsa’ tek liste olarak girilecek seçime kadar mola diyorum ama Ali Ay ve tayfasından her an ‘bir şeylik’ bekliyorum.