Ülke olarak yeni tip koronavirüsle tanışmamızın ve mücadele etmemizin 158. günü; yani 5 ay 5 gün...

Babamı 29 yıl 8 ay 21 gün önce kaybettim. Yani 10 bin 856 gün önce çok sevdiğim babam vefat etti ve hayatımda ilk defa ayrılığın acısını yaşadım...

Babamın vefatından sonra babamın babası Ali Çetinkaya dedemi kaybettim.

Sonra çok sevdiğim dayım ve ailesi hainler tarafından şehit edildi...

Sonra çok sevdiğim kardeşim hainler tarafından şehit edildi...

Annemin babası Müslüm dedemizi 62 gün önce kaybettik...

Önceki gün de amcamızı kaybettik.

Yazmadığım nice akraba, dost, arkadaş, öğretmen, işveren, işgören, meslektaş, ortak, komşu ve iş arkadaşlarımızı kaybettik...

Türkiye’de 2019 yılında 1 milyon 183 bin 652 bebek dünyaya gözünü açtı.

Türkiye'de 2019 yılında ise 435 bin 941 kişi vefat etti.

Günlük ortalama olarak ülkemizde her gün 1194 kişi hayata ‘veda’ ediyor...

Dün saat 15.15 itibariyle...

Dünyanın nüfusu 7 milyar 804 milyon 876 bin.

Bu yıl dünyada doğanların sayısı 86 milyon 981 bin.

Bu yıl dünyada ölenlerin sayısı 36 milyon 517 bin.

Bu yıl doğum sırasında ölen anne sayısı 152 bin 839.

Dünyada aç insan sayısı 845 milyon 202 bin kişi…

Dünyada ortalama her gün 30 bin insan açlıktan ölüyor.

Bu yıl dünyada bulaşıcı hastalıklardan ölen insan 8 milyon 60 bin.

Bu yıl 5 yaş altında ölen çocuk sayısı 4 milyon 720 bin.

Bu yıl kanserin sebep olduğu ölüm sayısı 5 milyon 100 bin.

Bu yıl trafik kazalarında ölen insan sayısı 839 bin.

Asrın illeti yeni tip koronavirüsün dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı önceki gün verilerine göre, 20 milyon 815 bini aştı, koronavirüsten ölen insan sayısı ise 747 bini aştı.

Kur’ân-ı Kerim’de:

Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz. (Âl-i İmrân/139)

Her canlı ölümü tadacaktır... (Âl-i İmran/185)

Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir? (Tin/8)

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.): "Âhir zamanda yüzleri insana benzeyen; fakat kalpleri şeytan kalbi olan bir topluluk gelir. Bunlar kurtlara benzerler. Kalplerinde rahmetin kırıntısı dahi yoktur. Kan dökücüdürler. Hiçbir kötülükten sakınmazlar. Kendileri ile sözleşsen, seni aldatırlar. Yanlarından ayrıldığında arkandan çekiştirirler. Sana konuştuklarında yalan söylerler. Kendilerine güvendiğinde, sana hıyanet ederler.

Çocukları şımarık ve hayasızdır, gençleri sinsidir. Yaşlıları, hiçbir iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmazlar. Onlara bel bağlamak zillettir, ellerindekini arzu etmek yoksulluktur. İçlerindeki ağırbaşlı, onların gözünde şaşkındır. İyiliği tavsiye eden itham altındadır. Acaba ne gibi bir menfaati var da bunları söylüyor, diye düşünürler. Aralarında mümin horlanır, gariptir; fasık ise itibar sahibidir, el üstünde tutulur. Bidat sünnetin yerini almıştır. İşte bu sırada Allah, kötülüklerini başlarına musallat eder. İyileri dua eder fakat kabul edilmez"
buyuruyor.

Yaşadığımız kutsal topraklara, nimetlere ve ülkemize karşı sorumluluklarımız var.

Kanun ve nizamlara uymak ya da uymamak…

Canla başla, kendisi, ailesi ve ülkesi için çalışanlar, bir de aksine herkesten her şeyi çalanlar…

Mutluluk saçanlar ve mutsuzluk yayanlar...

Yaşamaktaki gayenin bilinci ile yaşamak herkese nasip olsun.

En güzel ölçü empatidir. En kötüsü de kötü yolda kötülerle ‘pipix’ olmaktır.

Doğum ile ölüm arasında geçen yolculuk ve yaşadığımız ve de yaşattıklarımız çok önemli.

Ne mutlu arkasında hoş bir seda ve güzel eserler bırakanlara.

Kalp ve gönül aynalarımızın ayarını yeniden ayarlayalım ve arkamızda hoş bir seda bırakanlardan olalım.

Allah (c.c.) hepimize güzel bir yaşam ve imanla ölüm tatmayı nasip etsin inşallah.

Selam ve dua ile...