Hayatın tadını çıkarabilmek için, hayatın da dostları, arkadaşları, sevenleri arayıp soranları olmalı insanın. En büyük zenginlik mal, mülk, servet, kariyer sayılsa da gerçekte doğru olan, edinilen dostlar ve arkadaşlardır. Sahip olduğun zenginliğini etrafında edindiğin sevdiklerinle paylaşmadıkça, sahip olduklarının tadına, zevkine varamazsınız. Yarensiz, dostsuz hiçbir şeyin önemi değeri olamaz. Ot gibi yaşanılır, doymak için yenilir, gidilmesi gerektiği için gideceğin yere gidilir. Ama yaşamdan istenilen verim alınamaz dostsuz. Bir tanıdığınız telefonda sizi arayıp- "Nasılsın, ne yaptın? Sözü, belki sizin karnınızı doyurmaz ama ruhunuzu doyurur. Huzur ve mutluluk dolar yüreğin. Aranmak, merak edilmek, sevilmek, özlenmek her insanın içini ısıtır. Yaşamın boyunca biriktirdiğin arkadaşların, komşuların günü gelince senin en güzel gününde ya da en kötü gününde yanında bulunacak kişilerdir. Söz, nişan, düğün, doğum, sünnet, özel ve güzel günlerde, hastalık, kaza, vefat halinde, ihtiyaç duyduğun en kötü gününde, teselliye ihtiyaç duyduğun acında, ya da mutluluğunu paylaşmada yanındakileri para ile satın alamaz insan. Kötü gününde yanında bulunanlar, senin en değerli hazinendir. O güne kadar yaptığın en kârlı yatırımın, birikimindir. Çevrende tanık olduğum, gözlemlediğim örneklerden biri, işi sebebiyle doğudan batıya göç etmiş birinin oğlunun düğününde toplasan otuz kişi yoktu. Gelenlerde apartman komşuları ve eşinin iş arkadaşları. Memleket uzak olunca yakın akrabalar gelememiş. Gerçi şimdilerde düğünler, sadece bir nikahla da yapılabiliyor. Beş kişi bile yetiyor. Önemli olan gençlerin anlaşmaları. Diğer tarafta başka birinin kendi memleketinde yaptığı Sünnet düğününe yaklaşık üç yüz kişi rahat gelebilmişti.Ben gençlerimize her zaman uyarıda bulunurum. Arkadaşlık bağlarınızı, eş, dost, yakın akraba ilişkilerinizi sıkı tutun. İleride size en çok faydası olacak topluluktur yakınlarınız.Yine bir örnek geldi aklıma. Bademlide bir tanıdığın vefatına gittik. On kişi bile yoktu. Oda ev halkından olanlardı. Mahallemizde başka bir komşunun eşinin vefatında cami avlusu ve mezarlık yolu kalabalıktan geçilemez durumdaydı.İnsan çevresindekilerle ilişki kurarken sabırlı ve hoşgörülü olmalı. Hemen kırıcı, yıkıcı olup dostluğu bitirmemeli. Yarınlarına da insan yatırımı yapmalıdır. Bu devirde insanın ölüsü de dirisi de paranın varlığı kadar, insanı da olmalıdır. Ben Özel günleri çok seviyorum. O günlerde insanın sevdikleri ve sevenleri bir arada oluyor. Özellikle de Doğum günlerini kutlamayı ve hatta yaşım kaç olursa olsun, "Doğum günü çocuğu" olmayı çok seviyorum. Beni unutan, hatırlamayan, hayatından çıkardı sandığım yakınlarımın bana attığı bir mesaj, beni o anda öyle bir mutlu ediyor ki, "iyi ki varım" , "iyi ki doğmuşum" diyorum. Çünkü ben insanları sevmeyi, insanlar tarafından sevilmeyi, sevenlerim tarafından aranmayı çok seviyorum. Ben bu dünyaya "Kin Değil, Sevgi Ekmeğe Geldim!Saygılar…