Yaşadıklarımızı, mücadelemizi, sevdamızı, kavgamızı, her şeyimizi biliyordu.

Bilmekte kalmıyor, en yakınımızda durduğu için sevinç ve tasalarımızı bizimle yaşıyordu.

Bir sohbet esnasında sordu; "Pişman mısın?" diye...

Biz de bir muhasebe yaptık, işte muhasebemiz;

29 yıl oldu.

29 yıldır "TSE" diyoruz.

29 yıldır "kaliteyi" anlatıyoruz.

29 yıldır TSE'nin helal ekmeğini yiyoruz.

29 yıldır TSE'yi başımızın üstünde tutuyoruz.

29 yıldır hediye kabul etmiyoruz.

29 yıl önce ne diyorsak, 29 yıl sonra onu diyoruz.

29 yıl önce, TSE'yi içten ve dıştan sömürenlere karşı durduk,

29 yıldır karşı duruşumuzu koruyoruz.

29 yıldır TSE'yi yazıyoruz, yazdıklarımızdan da bir ücret almıyoruz.

29 yıl oldu, temiz kaliteye vurgu yapıyoruz.

Dile kolay, 29 yıldır aynı yolda, aynı azim ve aynı kararlılıkla yürüyoruz.

29 yıldır Türk sanayisine ve sanayicisine hizmet veriyoruz.

29 yıl boyunca;

"Aradım, ulaşamadım! Ulaştım, çözüm bulamadım!" diyebilen birini de tanımıyoruz!

Bazen kırıldık!

Çok kez üzüldük!

Bir çok kez horlandık!

Uludağ gibi dik duruşumuz, nalına - mıhına vuruşumuz, 3D ve 3K kuralımız dolayısıyla, nice soruşturmalar geçirdik!

"Danışmanlık yapanın (Rüşvet alanın) kafasını kopartırım!"

Dediğimiz için TBMM'ne dahi savunma verdik!

Defalarca makamdan alındık!

Defalarca makama geldik!

Hiç bir zaman, kuruma - devlete küsmedik!

Makamı esas şart olarak görmedik!

Adam olmayı, makam da bulunmaya tercih etmedik!

Hiç bir cemaate aidiyet duymadık!

Kimseye biat etmedik!

El de öpmedik,etek de yalamadık.

Sadakatimiz devlete, aidiyetimiz aziz millete oldu.

Sürekli savunan adam olduk!

Bu süreçte;

Özel yerlerden, yıldızı bol erlerden, dolar dolu ellerden, yeşil teklifler aldık!

Kabul etmedik, her şartta MİLLİ SES VERDİK,  TSE'den vazgeçmedik.

Kan kusmadık, ama kızılcık şerbeti içtik!

Dışarıdan değil, hep içerden ihanete uğradık!

Buna rağmen "Kol kırılır, yen içinde kalır" diyerek, dünü unuttuk, yeni güne "Bismillah" dedik.

Şimdi...

"Pişman mısın?" diye sordular!

El cevap:

"29 yıl önceye dönsem;

Yine bu yolda yürürüm.

Yine aynı yerde dururum.

Yine MİLLİ SES veririm.

Pişman da,

Kimseye, düşman da değilim!.."

Her an, "Bismillahirrahmanirrahim" diyenlerdenim...

***

SEN MECNUN SEĞİLSİN Kİ!

"Bana göre"

Sana soran oldu mu?

Yok.

Kimse sana bir şey sormadı.

Ama sen, cümleye "bana göre" diye başladın.

"Bana göre, benim kıyafetim çok güzel" diyebilirsiniz.

Ama "Bana göre, senin kıyafetin hiç yakışmamış" derseniz, ayıp edersiniz!

"Bana göre, ben çok kiloluyum" demenizin bir sakıncası yok.

Ama "Bana göre sen çok kilo almışsın" derseniz, seviyesizsiniz.

Size bir şey soran oldu mu?

Olamadıysa, bırakın "bana göre" şeklinde başlayan cümleleri.

Size göre uygun olmayan, ona göre uygundur.

Size göre doğru olmayan, onun için doğrudur.

Sizin sevmediğinizi o sevebilir, sizin giymediğinizi o giyebilir.

Onun meselesi, size göre değil, ona göredir.

Siz, sizin meselenize odaklanın, başkalarını kundaklamayın!

Leyla'ya demişler ki;

"Sen çok da güzel değilsin, Mecnun senin neyine yandı?"

Leyla cevap verir;

"Sen, Mecnun değilsin ki"

Fikrinizi soran olmadıysa, çirkinleşmeyin.

Fikrinizi soran olduysa, o zaman size göre hükmü verin!

"Bana göre..."

He sana göre!

Mübarek sanki otorite!