MHP lideri Devlet BahçeliTBMM Grup Toplantısı’nda dün yaptığı konuşmasında birçok konuya değindi. Sizlere o konuşmanın eğitim ayağından önemli notlar aktarmak istiyorum.

Milli eğitim herkesin derdi olmalı. Milli konularda ülke menfaatleri söz konusu olunca muhalefet teferruattır Bahçeli için…

İşte Bahçeli'nin konuşmasından eğitimle ilgili kesitler…

"Milli eğitimdeki pürüz ve badireler, sürekli derinleşen çelişki ve çarpıklıklar sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de riske atmaktadır..."

"Kurtuluşun reçetesi eğitim ve öğretimin niteliğinde gizlidir..."

"Bilinmelidir ki, milli eğitim istikbal demektir... Bunun yanında milli eğitim istiklalin güvencesidir..."

Bu önemli noktalara vurgu yapan Bahçeli, sürekli sistemle oynamanın da yanlışlığını ve mahsurlarını dile getirdi. "Her bakan değişikliği yeni bir politikaya kapı aralıyor, farklı bir uygulamaya ortam açıyorsa, durup düşünmemiz de kaçınılmazdır" diyerek adeta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuda önemli mesafeler kat ettik ama eğitim ve kültürde istediğimiz seviyeye gelemedik sözlerini teyit etti.

Ve ardından önemli bir hatırlatma yaptı: "Milli eğitim alanında, görevdeki bakanın değil, hükümetin politikası vardır. TEOG’un kaldırılmasından sonra üniversite sınav sisteminde de değişikliğe gidilmiştir. Getirilen sistemin ayrıntılarına girmeden şunu söylemek isterim ki, üniversite sınav sistemindeki gelgitler, kafa karışıklıkları, yaşanan tartışmalar maalesef son bulmuş değildir. Ülkemizde yükseköğretime geçiş sistemi üzerinde artan bir talep baskısı vardır. 2006 yılı sonrasında hem yeni üniversitelerin açılması hem de kontenjanların artırılması yükseköğretimde hızlı bir genişlemeyi sağlamıştır. Halen çok sayıda evladımız üniversiteye girememenin baskı ve stresini yaşamaktadır."

Eğitim camiasında son yirmi yıl içinde mezun sayısının 3-5 kat arttığı vurgusu yapan Bahçeli, buna rağmen, ülkemizin 25-64 yaş aralığındaki mezuniyet oranının OECD ülkelerinin yarısı kadar olduğunu da hatırlattı.

1981 yılında 19 olan üniversite sayısının bugün 183’ü aşmasının iyi bir gelişme olduğunu ama nitelik sorunlarının hâlâ giderilemediğini, üniversite kapılarındaki yığılmaya çözüm bulunamadığını da olumsuzluklar zincirine kattı.

Ve en önemli olumsuzluk örneği... Üniversite mezunu evlatlarımızın yüzde 35’inin işsiz olması...

İşte bu ağır bir sosyal krize davetiye…

Bahçeli bu durumu da yine kendine özgü cümlelerle özetledi: "Gençler işsiz ve mutsuzken, her söz tabansız, her teşebbüs temelsizdir. 2007 yılında 1 milyon 776 bin kardeşimiz üniversiteye giriş sınavına başvurmuşken, bu sayı 2017’de 2 milyon 266 bine ulaşmıştır. Yapılanı eleştirmek bir bakıma en kolayıdır, bunun farkındayız. Bu nedenle taş üstüne taş koymak, hatta gerekirse taşın altına elimizi uzatmak bizi biz yapan siyaset ilkelerimiz arasındadır."

Bahçeli, olumlu olumsuz, iyi güzel örnekleme açıklamalarının sonunda hükümete teklifte bulunmayı da ihmal etmedi: "Gelin üniversite sınavını tamamen kaldıralım. Lisans, yüksek lisans, doktora eğitimlerinin önündeki bariyerleri birer birer yıkalım. Anadolu’nun mazlum çocuklarına tüm imkânları sunalım. 15 Temmuz FETÖ işgal teşebbüsü bize öğretmiştir ki; liyakat tamam, ehliyet tamam ama hepsinden önemlisi adam gibi adam nesillerin yetişmesi ve yetiştirilmesidir. Altın nesil diyorlardı, ne oldu, tepemizden bomba yağdırdılar. Hep birlikte, milli ve manevi değerlerine sımsıkı sarılmış; vatanı için şahadete kucak açmış, bayrağı için her çileye, her külfete razı gelmiş kahraman Türk gençliğini bir sınavdan çıkarıp öbürüne sokmaktan vazgeçelim. Beka mücadelesinde sonuna kadar omuz omuzayız. Bunda en küçük tereddüt yoktur. Zalimlere karşı aynı noktadayız, aynı çizgideyiz. Bunda da şüphe yoktur."