Bir bayram daha geçti.

Sessiz ve sedasız bir şekilde geldi.

Suskun ve hüzünlü bir şekilde gitti.

Gelirken ve giderken de, davulundan ses çıkmayan,

Bir ramazanın ardından, bitti bayram.

***

Sessizlik içinde bir bayram.

Yalnızlık içinde bir bayram.

Maskeli ve mesafeli bir bayram.

Sessizliğimizin ve yalnızlığımızın son bulması,

Maske ve mesafelerin kaldırılması,

Kucaklaşacak olduğumuz günlerin gelmesi,

Dilek, temenni ve ümidiyle,

Geçmiş Bayramınız, yeniden mübarek olsun...

***

Hayırlı ve güzel haberler almayı,

Sevdiklerimizle birlikte olmayı,

Aynı havayı korkusuzca solumayı,

Aynı halayda oynamayı,

Nasip et bizlere Allah'ım...

***

Bir virüs, bizleri kopardı birbirimizden,

Uzak kaldık, en çok sevdiklerimizden,

Korkar olduk görmediklerimizden,

Yok et bu virüsü, Allah'ım...

***

Bu ayrılık virüsüydü,

Birbirimizden ayırdı bizi,

Böldü, parçaladı hepimizi,

Keder oldu, değiştirdi kaderimizi!

***

Artık virüs değil, "dirlik" ver Allah'ım,

Dirliğin adı "BİRLİK" olsun,

Bizi birleştirsin,

Bizi bütünleştirsin,

Bizi birbirimize kenetlendirsin,

Kucaklaşalım,

Barışalım,

Görüşelim,

Birleşelim,

Bütünleşelim,

Kaliteli olalım,

Milli Ses Verelim,

Bayram edelim...

Geçmiş Bayramınız mübarek olsun...

***

NAMAZI KULLANMA!

"Neredesin, seni bekliyoruz!"

"Namazdaydım!"

***

"Misafirler sizi bekliyor, yine geç kaldınız!"

"Namazdaydım!"

***

"Toplantı başladı, siz neredesiniz?"

"Namazdaydım!"

***

"Genel Müdür Bey sizi çağırıyor."

"Namazda olduğumu söyle!"

***

"Müdür bey yerinde mi?"

"Hayır, namazda!"

***

"Ne zaman gelelim?"

"Namazdan sonra."

Bir çok soruya daha verilen cevaptır "Namazdaydım veya Namazdayım"

Daha ilginçleri de var...

Kurumun mescidinde, bilinçli bir şekilde kimlik düşürüp, sonra da isminin anons ettirerek, "Namazda" olduğunun bilinmesini sağlayarak, bu reklam üzerinden nemalanmaya çalışan "Namaz reklamcıları" var... (TSE'de yaşanmış bir hikaye olarak hala anlatılmaya devam edilmektedir.)

Sonra...

Şöyle bir psikoloji oluşur;

"Senin hakkında aldığımız kararı beğenmeyebilirsin. Ama bu hayırlı bir karardır. Çünkü bu kararı biz,  namaz da aldık..."

Daha sonra...

Öyle bir ruh haline geçilir ki;

"Bütün kararları, namaz kılarken alıyoruz. Bizi kararlarımız ilahi kararlardır..."

En sonunda şu olur...

Ya kafayı yerler!..

Ya da, VATANA KURBAN OLACAK nice kafaları, yemeye devam edecekler!

Ama, asla  millete ve devlete bir fayda sağlamayacak kafadır bu kafa!..

Farz olan namazın, bu türler tarafından sömürülmesini, reklam amacı olarak kullanılmasını engellemek lazım...

Devlete ve millete kurban olacak olan nice yürekli kafaların, bu türler tarafından, yok edilmesini engellemek lazım...

Öyle değil mi, cancağızım...

***

ANNELER GÜNÜNDE HİSSİYATIM

Gün gelir...

Dünyan yıkılır.

Ve sarsılır bedenin.

Yoktur artık,

Terk etmiştir seni, dua edenlerin!

Gün, annelerin olunca,

Gül değil,

Sen solarsın!

Herkes annesine koşarken,

Sen albümdeki fotoğraflara bakarsın,

Anılara dalar,

Anılarda, dua edenlerini ararsın...

İşte böyle bir şeydir hayat!

Duaya muhtaç,

Anaya muhtaç,

Anılara olur ihtiyaç,

Bu hasrete yoktur bir ilaç...

Ve bir anneler gününde daha,

Dua edenlerini kaybettiğini anlarsın.

Sadece yanarsın!..

Anneme...

Annenize...

Annelerimize...

Rahmet olsun.