Hafta başında DOST Genel Başkanı bir demeç verdi. Bu demeciyle de bir yerde son aylarda yapılan “birleşme” spekülasyonlarına  son vermiş oldu. Bu demeç kendi açımızdan malumun ilamı olmuştur.

Böyle bir şeyin mümkün olmadığını daha altı ay önce ilk girişimler yapıldığında açık ve net olarak söylemiştik.

Bu konuda da onlarca yazı yazdık.

Herkes şaşkın şaşkın bakınırken ve ne olduğunu anlamaya çalışırken böyle bir şey asla olmayacağını gerekçeleri ile beraber anlattık.

En umutlu olanların bile umutsuzluğa kapıldığı anlarda hep her şey güzel olacak dedik.

Bu süreç yaşanmalıydı.

Neyin nasıl yapılmaması gerektiğini herkes görmeliydi

Demeç biraz geç gelen bir demeç olsa da, DOST’a gönül verenler nezdinde moral motivasyonu açısından  önemli bir mesaj olmuştur.

Zira son aylarda DOST sempatizanlarının kafası epey bir karışmıştı.

Demecin geç verildi dememizin sebebi Genel Başkan açısından.

Bu geç açıklama asıl ona zarar vermiştir.

Zira aylardan beri yaşanan bu süreçte, kendisinin sessiz kalması, devam  eden nafile birleşme gayretlerini desteklediği  gibi algılandı teşkilatlar nezdinde.

Yoksa bu açıklanmanın geç gelmesinin çok iyi taraflarları  da oldu.

Bu süreçte kimin kaç paralık olduğu ortaya çıktı.

Gerçek DOST zor zamanda belli olur.

Bu sıkıntılı süreçte  insanımız her şey net olarak gördü:

Kimlerin partinin sırtından nemalandığını, kimlerin şahsi çıkar için oralarda bulunduğunu,kimler işin başında adeta mangalda kül bırakmayıp, işler zora girince ortadan yok olduğunu ve hemen başka partilerde kendilerine yer kapma derdine girdiğini.

Ama diğer taraftan da kimler gerçek dava adamı olduğunu, bu en zor zamanda bile açık ve net olarak her türlü sıkıntıya rağmen partinin içinde dik durmaya devam ettiğini, davaya sahip çıktığını hepsi bunlar tablo gibi açıkça  çıktı ortaya.

Ve her şeyden ötekilerle yola devam edilmeyeceği tespit edilmiş  oldu.

Uzayan süreçte Genel başkan itibar kaybına uğradığı doğrudur ve bu itibarı geri kazanması için bazı hamleler yapması gerektiği de kesindir.

Bunun en kestirnme yolunu “azınlıklar statüsünü” gündeme getirerek yapma gayreti içine girme eğilimi olabilir ama bu konuda onu bir defa daha uyaralım:

Bu konu çift taraflı keskin bıcak. Bu konu alt yapısı oluşturulmadan, gerekli isitşareler yapılmadan gelişi güzel gündeme getirilmesi  ve aceleci hamlelerle olası bir başarısızlıkta bu onun siyasi hayatının sonu olur.

Bu konuyu zaten ileride daha çok konuşacağız.

Neticede bu demeç, motivasyon açısından olumludur, ancak başarı için çok daha fazlasına ihtiyaç vardır.

Motivasyonun ötesinde, teşkilatların mobilizasyonuna ihtiyaç vardır.

Genel Başkan zaman kaybetmeden bir an önce teşkilatları dolaşmalıdır.

Oralarda teşkilatların sıkıntılarını ve sorunlarını  dinleyip, bundan böyle  ortak akıl ile eylem planları üzerine çalışmalar yürütüleceği, şaibeli insanlardan temizlenip, gerçek dostlarla yola devam edileceği  mesajını  vermelidir.

Bu aşamada  böyle bir eylem, teşikilatlar nezdinde ve kendi açısından  çok daha etkili olacaktır.

Yoksa bırakın seçmeni arttırmayı, mevcut seçmeni korumak bile mümkün olmayacak.

Sonuç olarak hafta başında verilen demeç önemliydi

Beklenen oldu.

Aklın yolu birdir.

Ve nitekim verilen bu demeçle aynen de başından beri söylediğimiz gibi birleşme  macerası da son bulmuş oldu.