Bir asrı aşkın süredir Bursa’nın efsane markasıdır Uludağ İçecek. Bu vesileyle Bursa ve İstanbul basınının davet edildiği Uludağ İçecek fabrika gezisiyle İnegöl Yenice'deki tesisleri yakından görme fırsatımız oldu.

İster istemez geçmiş hatıralarınız aklınıza geliyor. En basiti simit ve gazoz nostaljisi. Hatta aspirinle karışan Uludağ Gazoz'un karın ağrısına iyi geldiği...

Her şeyden önce Bursa ve Türkiye markası Uludağ.

Yerli ve milli bir marka.

Günün şartları ve teknolojinin getirdiği imkanları en iyi şekilde kullanarak dünya pazarında da yer buldu.

İhracat yapmaları, istihdama ve geleceğe yatırım yapmaları önemli ve gurur verici.

Markalar kolay oluşmuyor.

Ciddi emekler istiyor. Değerini bilmek gerek. Sahiplenmek gerek.

1870 yıllarına dayanan efsane hikâye sadece 42 yıl ruhsat bekleme süreci yaşanmış.

O dönemdeki adı ise ‘Keşiş Dağı’ maden suyu daha sonra Uludağ maden suyu olarak değiştirilmiş.

Önce Yenice'deki fabrikayı ve AR-GE Merkezi’ni gördük, bilgiler aldık. Daha sonra da Çaybaşı fabrikasına gittik. Efsanenin başladığı yer Çaybaşı.

Yenice'deki fabrikada Uludağ İçecek’in Genel Müdürü Mete Öz ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl ve ekibi geziye eşlik etti.

Uludağ İçecek Genel Müdürü Mete Öz, Türkiye’nin içecek sektöründe Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanan ilk Ar-Ge merkezini açmanın da kendilerine nasip olduğunu söyledi. Uludağ İçecek ürünlerinin beş kıtada 40’tan fazla ülkede tüketicilerle buluştuğunu anlatan Öz, sözlerine tüketicilerin günümüzde her zamankinden farklı beklentileri olduğunun altını çizerek başladı.

“Tüketicilerden gelen taleplere yanıt veremeyen şirketler oyunun dışında kalıyor. Ancak bu dönemde tüketicilerin ihtiyaçlarını doğru okumak kadar trendleri belirleyen taraf olmak da büyük önem taşıyor.

Uludağ İçecek’in Türkiye sınırlarını aşan başarısının arkasında da bu alandaki yetkinliği, DNA’sına işlemiş yenilikçi bakış açısı ve inovasyon yatırımları yer alıyor.

Bu çerçevede geçtiğimiz 3 yılda inovasyona ve Ar-Ge Merkezimize yaklaşık 190 milyon TL’lik bir yatırım yaptık” dedi.

                          ***

Mete Öz, bugün Uludağ İçecek ürünlerini Almanya’dan Irak’a, Filistin’den Avustralya’ya kadar geniş bir coğrafyada bulmanın mümkün olduğunu söylerken göğsümüzün kabarmaması mümkün değildi.

Öz, büyüme politikalarını devam ettireceklerini ve ihracat faaliyetlerini iletişim ve pazarlama çalışmalarıyla ve yerel beklentilere göre yeniden şekillendirerek yeni ürünlerle destekleyip küresel başarıyı çok daha ileriye taşıyacaklarını söyledi.

Rakiplerinin hiçbirinde olmayan su tasfiye sistemi ve tüm ürünlerden koruyucuları çıkarmaları çok önemli avantaj…

Gördük ki, dede mirası “Evlatlarınıza içirmeyeceğiniz ürünü satmayın” düsturuyla üretim yapılmaya devam ediliyor.

Evet işine sevdalı olursan, yenilikleri yaparsan, gerekli yatırımları yaparsan gazoz değil efsane olursun.

Hem şehrine hem de ülkene değer katarsın.

Şehirler ve ülkeler markaları kadar zengindir.

İyi olan, yerli olan, yatırım yapan, emek veren kim varsa; şehrine, ülkesine ve insanlara katkı sağlıyorsa şirketlerinin ömürleri daim olsun.