1999'da Asya ekonomik krizi çıkınca ABD ve Kanada Maliye Bakanları krizle baş edebilmek için bir grup kurmaya karar verdiler. Bu amaçla, 20 ülkeyi G20'yi oluşturmak için Washington'a davet ettiler.

Finansal krizin küresel ekonomiyi tehdit eder düzeye ulaşması nedeniyle 2008 yılında liderler düzeyinde toplandı.

Türkiye dekurucular arasında yer alıyor. Genel Sekreterliği Başkanlık rotasyon usulü ile yapılıyor. Bir önceki, bir sonraki ve hâlihazırdaki başkanlık, zirve toplantısının konularına, konuşmacılarına karar veriyor.

Yılda bir defa dönem başkanı ülkenin ev sahipliğindetoplanıyor.

Resmi bir karar alma mekanizması yok. Ancak alınan ortak kararlar önem arz etmekte. Her üye kendi görüşlerini dile getiriyor. Genelde uzlaşı ilkesine göre hareket ediyorlar. Her yıl yapılan zirvenin sonunda ülkelerin fikirleri ve çekinceleri göz önüne alınarak bir bildiri yayınlanıyor. Böylece ülkeler, bildirideki hedeflere ulaşmak için prensip kararı verilmiş gibi hareket ediyorlar. Neticede G20 ülkeleri olan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya,Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonundan oluşuyor. Dünya nüfusunun da üçte ikisi G20'de yaşıyor ve Dünyanın önemli bir gücüne sahip etkili ve yetkililer tarafından istişare edilen konular büyük önem arz etmekte.

Önceki gün Hamburg'ta sona eren G20 Liderler Zirvesi’nin açıklanan sonuç bildirgesi.

Terörle mücadele, küresel ticaret, iklim ve Afrika ile işbirliği, Terörizm, yerinden olma, yoksulluk, açlık ve sağlık tehditleri, istihdam oluşturma, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve eşitliğin dahil olduğu küresel toplumun temel zorluklarını ele aldıklarını açıklandı. Gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere diğerleri ile birlikte çalışarak bu zorlukları çözmeye devam edilecek.

Bildirgede Paris İklim Değişikliği Anlaşması'na ilişkin de ABD’nin anlaşmadan çekilme kararının not edildiği belirtilerek, Diğer G20 liderleri, Amerika'nın onay vermediği Paris Antlaşması'nın geri dönülemez bir yol olduğunu dile getirdi.

"Küresel ticaretin gelişmesine ilişkin, iki taraflı ve karşılıklı avantaj sağlayan ticaret ve yatırım çerçevelerinin ve ayrımcılık yapılmama ilkesinin önemini belirterek piyasaları açık tutacağız ve haksız ticaret uygulamalarını da içeren korumacılıkla mücadeleye devam edeceğiz ve bu bağlamda yasal ticaret savunma araçlarının rolünü tanıyacağız denildi. Özellikle ticaret ve yatırım için olumlu bir ortam teşvik ederek, düzgün bir hareket alanı sağlamaya çalışacağız. Bu amaçla, Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından mevcut izleme görevleri çerçevesinde izleme faaliyetlerine değer veriyoruz" ifadelerine yer verildi.

Bildirgede Afrika ile işbirliğinin önemine vurgu yapılarak, "Afrika ülkelerinin ihtiyaç ve isteklerine yanıt olarak, özellikle kadınlar ve gençler için iyi bir istihdam oluşturmaya katkıda bulunarak yoksulluğun ve göç sebepleri arasındaki eşitsizliğin ele alınmasına yardımcı olacak" denildi.

G20 zirvesine katılan ülkelerin, hepsinin ayrı bir hesabı var, kendi içlerinde anlaşamadıkları yığınla sorunların olduğunu da unutmamamız gerekiyor.

G20 zirvesinde yapılan protestolar ise toplantının gündeminden daha çok gündem oldu.

G-20 Antalya zirvesinde 2015 yıllında Türkiye çok başarılı örnek bir organizasyon ile dönem başkanlığının hakkını vermişti malumunuz.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın G20 Zirvesi boyunca çok sayıda liderle ikili görüşme yapması da Türkiye’nin önemi ve gücünü göstermektedir.

Bakalım önümüzdeki G20'ler nelere gebe olacak.