Dünyada ki fındık üretiminin yüzde yetmiş beşi nere de? Türkiye'de...

Fındığı üreten kim?

Hasan...

Dünya da fındığın fiyatını belirleyen kim?

Hans...

Neden Hans?

Çünkü fındık borsası Almanya'da, Hamburg'da!..

2020 yılında fındık ihracatımız ne kadar?

2.5 milyar dolar...

Peki...

2.5 milyar dolara sattığımız fındık, işlendikten sonra...

Yani, katma değerli olduktan sonra, ne kadar bedel ödeyerek geri getiriyoruz.

On milyar dolar...

işte, MİLLİ SES VER PROJESİ ile vurgulamak istediğimiz durum bu durumdur.

Fındık borsasını Türkiye'ye getiremiyor muyuz?

Demek ki getiremiyoruz!

Bu da demek oluyor ki, dünya da ki fındık fiyatını biz belirleyemiyoruz.

Öyleyse yapılması gereken şu;

Fındığı biz işleyeceğiz...

Katma değerli ürün haline getireceğiz...

Kendi markalarımızı oluşturacağız...

Tüm dünyaya biz satacağız...

Bunu yapmazsak, bu yöntemi uygulamazsak, on milyar dolar ödemeye devam edersek, fındık üreticisini ayakta tutmak, ülkenin milli gelirini arttırmak mümkün değildir.

Bize sürekli soruluyor, MİLLİ SES VER PROJESİ ile bu işler nasıl olacak?

En basit yöntemle, fındık üzerinden izah etmeye çalıştık.

İnanın, tüm sektörlerde benzer bir durum var.

Markalarımızı oluşturmalıyız.

Tedarikçilik ve fasonculuk anlayışından uzaklaşmalıyız.

Kısaca, MİLLİ SES VER PROJESİNİ üretim ve hizmet sektöründe aktif hale getirmeliyiz.

Fındığı üreten Hasan, fındığın fiyatını belirleyen Hans'a mecbur ve mahkum olmasın!

 Hasan'ın alın teriyle, fındık tüccarları ve Hans değil, Hasan refaha kavuşsun...

***

BÖYLE OLMAMALI

Dün (a) lokantasında,

Bugün (b) lokantasında öğle yemeği yedik...

Ne (a) da, ne de (b) de;

- HES KONTOLÜ

- %50 KAPASİTE

Koronavirüs Hızla Artıyor: Mekanlar Kurallara Uymuyor

Kurallarına uyulmuyor!

Dört kişilik masalarda dört kişi, beş kişi...

Yani...

Ne lokanta sahibi, ne de misafirler kurala uymuyor...

Kimse de KALİTEYİ duymuyor...

Karın doyuyor...

Ama bilinsin ki Korona doymuyor...

İşimiz zor vesselam...

***

"TSE'YE SORUN ÇIKMASIN SİZE SORUN"

Yukarıdaki söz bize ait.

Konferanslarımızda ve yazılarımız da bu sözü çok sık kullandığımız için eleştiriliyoruz.

TSE'ye ne kadar uzak durulursa, kendi aktivitelerinin o denli yüksek olacağına inananlar, TSE'ye sorulmasını istemiyorlar...

TSE'ye sorulduğunda, çözümün TSE tarafından yapılacak olduğundan çekinenler, TSE'ye erişilmesini istemiyorlar...

Ve birde...

Bu kısmı (ve birde kısmını) yazmıyoruz, onları muhatap da almıyoruz...

Yazımızı okuyorsanız!

TSE'ye sormadan, kalite ve uygunluk değerlendirme alanında bir yolculuk yapmayın.

Devletin güvencesinden ve kalitesinden de ayrılmayın...

TSE'YE SORUN!

ÇIKMASIN SİZE SORUN!