"Müsademe-i efkardan   barika-i hakikat doğar"

Namık Kemal'in ünlü sözü.

Evet! Fikirlerin çarpışmasından, hakikat doğar.

Dünyada nice buluşlar, keşifler fikirlerin çarpışması sonucu mümkün olabilmiştir.

Farklı fikirlerin ortaya atılması sonucu  çıkan neticeler her zaman daha sağlıklı olur.

Bu durum özellikle aynı düşünce, anlayış ve amaçla bir araya gelen sivil toplum örgütleri, partiler gibi kuruluşlarda özellikle önemlidir.

Katılımcı, çoğulcu anlayış ile kurulan ve yönetilen kuruluşların yapıları çok daha sağlam ve kalıcıdır.

Bundan dolayı ortak akıl ile yönetim anlayışı benimsenen kuruluşların

temelleri çok daha sağlam ve kalıcı olur.

Ortak akıl, belli konu hakkında bilgisi ve fikirleri  olan insanların bir araya gelerek bu konu hakkında çözüm odaklı görüşler ortaya koymasıdır.

Ortak akıl için bir araya gelmek, birlikte hareket etmek lazım.

Ama “ben yaptım oldu” , “her şeyin en iyisini ben bilirim” yaklaşımları hakim olan oluşumların başarılı olma şansları yoktur.

Bu "ortak akıl " kavramı en sık kullanan iktidar partisi oldu ama bu konuda en fazla hatayı yapan da yine kendileri oldu.

Ortak akıl ancak onların fikirleri ile uyumluysa ortak akıl, yoksa bizim gibi düşünmeyen, aynı kanaati paylaşmayan, ortak görüşlere sahip olmayan bizim ortak akıl anlayışımızda yerleri yoktur.

Bu nasıl bir ortak akıl o zaman?

Akıllıyı severim ama benden akıllısını yanımda barındırmam öyle mi?

Ortak akıl güvendir, liyakat tir, çözüm üretmektir.

Akıllı insan tartışır ancak kavga etmez, kalp kırmaz, sıkışınca küfür etmez,  öfkelenerek tepki olarak bulunduğu  yeri terk edip gitmez.

Ortak akıl,  farklı ses, düşünce ve bakış açılarına hoşgörüyle yaklaşmasını bilmektir.

O gelirse ben gelmem, şunu oldum olası sevmedim, o varsa  ben yokum  diyen kişilerle ortak akıl ile hareket etmek mümkün değildir.

Ortak akıl herkesin egolarını, kıskançlıklarını  bir kenara bırakarak bir araya gelen kişilerden çıkar.

Ortak akılda sen-ben, siz-biz ayrımcılığı yoktur.

Ortak akıl toplanıp, toplanıp dağılmak değildir.

Bulunduğumuz ortamda camiamızın  en çok ihtiyacı olduğu şey ortak akıl ile hareket etmektir.

Herkesin kendi fikrini söylemesi önemli, ama bu fikirler daha çok sorun çözme odaklı olmalı.

Zira gördüğümüz kadarıyla genelde yorumlar hep sorun tespitleri üzerine, bunun ötesinde sorun tespitlerinin dışında adeta bozgunculuk da yapılmakta ki bu yanlıştır.

Evet sorunlar tespit edilmeden, teşhis konulmadan çözüm üretilemez.

Ama artık herkes sorunları fazlasıyla biliyor.

Sorun tespitinden ziyade artık çözüm önerileri sunulmalıdır.

Bunlar tartışılmalıdır.

Yoksa tabi ki eleştiri de yapılacak, yanlışlar da gündeme getirilecek.

Herkes fikrini söylemeli, paylaşmalı.

Fikirlerin çarpışmasından gerçeklerin çıktığı doğrudur.

Ama hakikatın doğması, fikirlerin yıkıcı olmaktan çok, yapıcı ve çözüm odaklı olduğu sürece mümkündür.

Yoksa bu fikirlerin çarpışmasından, yazar ve şairlerimizden Süleyman Nazif’in dediği gibi, hakikat değil başka şey çıkar:

Fikirlerin çarpışmasından hakikat çıkar ama çarpışanlar bal kabağı ise çıkan sadece çekirdek olur.