Korona geldiğinden beri şu ülkeye sırtını yere getiremeyen esnafımız var. Esnafımız kan ağlıyor hem de ne ağlama. Aslında insanımız demek daha doğru olur. Çünkü sadece esnaf değil ağlayan işsiz kalan genç, baba, anne de kan ağlıyor.

Geçen bir arkadaşı gördüm 2 aydır evdeymiş çalışmıyormuş. Neden işten çıktın işten çıkarmak yasak diye söyleyince ‘yok arkadaş işten çıkarmadılar sadece bazı elemanları ücretsiz izne çıkardılar’ dedi. Ee neden kabul ettin nasıl geçiniyorsun deyince de açtı ağzını yumdu gözünü ‘arkadaş geçinemiyorum. Perişan haldeyim arıyorum bari yardım verin diyorum o da olmuyormuş. Tamam çıkışımı verin gidip başka yerde çalışayım diyorum oda olmaz diyorlar. Anlayacağın öyle büyük bir vicdansızlıkla karşı karşıyayız ki anlatamam’ deyip başını eğip düşünmeye başladı.

Neymiş efendim fabrika kötüye gidiyormuş, o yüzden işten çıkarılmalar olacak aslında çıkarılma değil (çünkü işten çıkarma yasak) yanlış anlamayın sadece ara vereceğiz. Bu söz vicdansızlığın boyutunu o kadar güzel ortaya koyuyor ki. Demiyor çoluğu çocuğu var mı borcu var mı diye. Söylediği şey sadece fabrika kötüye gidiyor. Çok acı be arkadaş!

Dün sosyal medyada gezinirken Twitter’da şöyle bir paylaşım gördüm. Bir baba aynen şu paylaşımı yapmış ‘oğlum engelli ve bugün onun doğum günü. İşten çıkarıldım. Elimde hiçbir şey yok. Sadece bir günlüğüne bana iş verebilecek biri var mı’ diye başımdan kaynar sular döküldü. Ne hale geldik arkadaş. Bu gördüklerimiz de bide göremediğimiz nice insan var.

Birde durumunu belli etmeyen ama bir kuru ekmeğe talim olan insanlar var. Ne olacak bu dünya. Bu dünya hep vicdansızların mı olacak. Fakirin mazlumun hiç mi sesi çıkmayacak!