3 kız çocuğundan sonra gelen erkek çocuğu ailenin altın topuydu. Ondan önce erkek doğanlar ölmüştü. Bunun adını Yaşar koydular. Uzun ömürlü olsun yaşasın diye.

Çevresinde erkek çocuğu olmayan babaya adam gözüyle bakılmazdı erkek adamın erkek oğlu olur düşüncesi vardı. Oğullarının gözlerinin içine bakarak el bebek gül bebek büyüttüler. Diğer 3 kız evlatlarını bu kadar sevmeden. Ellerinde ne kadar mal mülk tarla varsa hepsini tek oğullarının üzerine yaptılar. Diğer 3 kızı yok sayarak. Yaşar Beyin istediği kızı alıp gelin ettiler.

Dillere destan bir düğünle. İlerde oğlumuz gelinimiz bize bakar hesapları yaptılar.

Hesaba katmadıkları kaderleri oldu. Gelin bunları ömür boyu bakmaktan korkmuş olacak ki kayınpederinden başlamış işe, önüne koyduğu kuru fasulye yemeğinin içine fare zehri atmış.

Adam zehirlendiğini anlamış büyük kızını çağırtmış. 3 kız babalarına miras yüzünden dargın oldukları için küsmüşler. Evlenince arayıp sormamışlardı. Babasının ölüm döşeğinde olduğunu duyunca gelmiş. Evin ortasında serili döşekte yatmakta olan babanın dili dışarıdaydı.

O yıllarda köyde doktor bilinmez, herkes kaderine terk edilirdi. Ölürse de yaşarsa da Allah’tan bilinirdi.

Babası kızını görünce hasta yatağında-Ayşem Ayşem beni elkızının eline bıraktınız. Elin kızı da beni otaladı. Soyunuz sopunuz gün yüzü görmesin. İki yakanız bir araya gelmesin diye beddua da bulunmuş. Son sözü bela okumak olmuş. Arayıp sorulmadığı için. Babanın ölümünden sonra gelin kocasının elinde ne kadar mal mülk varsa hepsini sattırmış, kendi üstüne almış Yaşar’ı da 2kız çocuğu ile bırakıp kaçmış.

Yaşar eşini çok sevdiği için kendini içkiye vermiş. Küçük kızı yetimhaneye, büyük kızı kötü yola girmiş. Kendi onun bunun kapısında, sokakta, garajda nerede sızarsa orada yatmış.

Büyük ablası dayanamayıp bunu yanına almış. Sahip çıkmış ama alkol bunu kendinden geçirmiş. Ayık olduğu zamanlar tarlada sağda solda çalışıyor, kazandığını içkiye yatırırmış. Sonu da beklenildiği gibi olmuş. Tarlada dövülerek öldürülüp atılmış. Meçhul cinayetlere eklenmiş.

Kim neden yaptığı bilinmeden. Ailesi sadece öldüğünü haber almış. Kimsesizler mezarlığına gömülmüş. Mezarı bile belli olmadan.

Diğer kızların hayat hikayeleri de iç açıcı olmamış.

Hastalıklı fakir yoksulluk içinde yaşam mücadelesi vermişler. Bir gün bile gün yüzü görmeden, mutluluğun ne olduğunu bilmeden bu dünyadan göçüp gitmişler.

Babalarının istediği gibi iki yakaları bir araya gelmeden aile boyu çile içinde yaşamışlar. Evlada beddua da bulunmak ne kötü istek. Dünya ya gelmeyi, senin evladın olmayı, o değil sen istedin. Mutlu olmalarını istemek varken niye bu bencillik, cahillik. Ananın babaların da hayırlısını versin Yaradan. Evladınızın da.

Zincirin halkası gibi biri kopsa diğeri zarar görür. Saadet dolu ömürleriniz olsun. Kimsenin kimseye ah etmediği bedduasız hayatınız olsun. Saygılar