Rıza Efendi ordunun tanınmış emekli Binbaşısıydı. Görevini bırakıp emekliye ayrılmış; kendini dine vermiş, toplumdan uzak, sakin mütevazi bir hayat yaşamaya başlamıştı. Üstü başı dökük, eski kıyafetlerle gezmeye başlamıştı. Aklının estiği her şeyi yapar olmuş, canı nereye isterse oraya gider, nerde oturmak isterse orda kalır uyurdu. Onun zamanında bilardo oyunu İstanbul’a yeni gelmişti. Bazı gazinolar ve kahvehaneler iş yerlerine bilardo getirterek, müşterilerinin eğlenmelerine, kazançlarının artmasını sağlamışlardı. İstanbul’un Beyazıt semtinde kahveci Ali Efendi de kahvehanesine bilardo koymuştu. Üniversite binasındaki subaylar fırsat buldukça bu kahvehaneye gelir bilardo oynarlardı. Emekli Rıza Efendi de her gün öğleden sonra bu kahvehaneye gelir, bir kenara oturur, kendi halinde kahvesini içer giderdi. Bilardo meraklısı subaylardan bir Binbaşı onun kılık kıyafetini beğenmeyerek kahveciye: - "Böyle pis adamları buraya ne sokuyorsun? Defet şunu" der. Kahveci: - "Efendim bu adamı buraya ben çağırmıyorum, kendi geliyor. Ona buradan git diyemem. Bir kenarda oturur, bir kahve içer, çubuğuna tütün basar, bende çubuğuna bir ateş koyarım, bu benim görevim. Bazen erken bırakır gider, bazen kahve kapanıncaya kadar kalır. Bazen gitmez, üstüne kahveyi kilitler giderim. Sabah gelirim, kilidi açar girerim. Kendisini bıraktığım yerde bulamam. Bu itibarla ona gelme diyemem. " cevabını verir. Kurmay Binbaşı bu sözlerden şüphelenerek bir akşam geç vakte kadar kalır, Rıza Efendiyi takip etmeye karar verir. Kahve kapanacağı zaman Rıza Efendi kalkar, Binbaşı da arkasından takibe başlar. Şehzadebaşı yolu ile Edirnekapı’ya doğru giderler. Edirnekapı’dan sur'un dışına çıkarlar. Rıza Efendi mezarlığa girer ve karanlığa dalar. Binbaşı elindeki tabancasıyla takiptedir. Rıza Efendi mezarlığın içine gelip selam verir.- "Esselamun aleyküm". Mezarlıktan sesler gelir: - "ve aleyküsselam ".Binbaşı korkudan titrer, olduğu yerde sessizce dinlemeye başlar. Bir ses: - " Ey ihvan! Bu gece moskof keferesinin İslam’a olan saldırılarından bahsedelim. Bu kafirlere bir ders vermek gerekir, ne çareki devlet onu cezalandıracak kudrete sahip değil. "Başka bir ses: - " Öyleyse Japon kavmini musallat edelim" der. Binbaşı bulunduğu yerden yavaşça uzaklaşır ve koşarak evine gider. Ertesi gün gördüklerini arkadaşlarına anlatır. Herkes kahveci Ali Efendinin kahvehanesinde Rıza Efendiyi beklemeye başlarlar. Rıza Efendi kalabalığı görür ve kalabalığın içinden onu takip eden Binbaşıya: - " Gel buraya Paşa gel. Rus - Japon savaşına hazır ol," der ve kapıdan çıkar gider. Sene 1904.Rus - Japon savaşı gerçekleşir ve Rusya yenik düşer. Binbaşı da Paşa olur. Saygılar…