Bu cuma günü de sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 5.suresi olan Mâide suresinin 7 ila 12. ayetlerinin mealini aktaracağım.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

7.Allah’ın size olan nimetini, "Duyduk ve kabul ettik" dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O’na verdiğiniz)sözü hatırlayın ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, kalplerin içindekini bilmektedir.

8.Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan(bir davranış)tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.

9.Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir; onlara bağışlama ve büyük mükafat vardır. 

10.İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar cehennemliklerdir.

11.Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini unutmayın; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de Allah, onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun ve müminler yalnızca Allah’a güvensinler.

12.Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah’a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur.

Müfessirler, 7.Âyette, Buradaki sözden maksat, insanların yaratılmasından önce, elest bezmi denilen mukaddes mecliste bütün ruhların Allah’a verdikleri söz olabileceği gibi, Akabe ve Hudeybiye’de müminlerini Allah ve Resulüne verdikleri söz de olabilir. 

8. ayette, abdest ve namaz, dinin direği, ferdin dini hayatının temelidir. Adalet ise, sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır. Kur’an nizamı insanı daima bir bütün olarak ele almış, irşad ışığını ferdi yön kadar içtimaı yöne tutmuştur.

12.Âyette, Allah Teâlâ İsrailoğullarını Firavun’dan kurtarınca Hz. Musa vasıtasıyla onları Kudüs’e yöneltmiş, orasını kendilerine vatan kıldığını bildirmiş, orada hüküm süren Ken’ânilerle mücadele etmelerini emretmiş, kendilerine söz almış ve her kabileden bir kişi olmak üzere on iki önemli kişiyi de bu sözleşmeye kefil kılmıştı. Topluluk Kudüs’e yaklaşınca Hz.Musa bu on iki kişiyi keşif için göndermiş, gördüklerini, halka açıklamamalarını da tenbih etmişti. Keşifçiler döndükleri zaman ikisi müstesna, diğerleri Kudüs’tekilerin güçlü ve hazırlıklı olduklarından bahsetti, halkı korkuttu ve verdikleri sözü bozdular.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(Nahl/90)

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver.

Ya Rabbi! Şifa zehirdir, zehir şifadır. Şifayı zehreyleyen, zehri şifa eyleyen sensin Ya Rabbi.

Asrın illeti yeni tip koronavirüs ile ülke olarak yakinen tanışmamızın 73. günü.

İşte bu zorlu günlerin etkisinde 24 Nisan Cuma günü Ramazan ayına girmiştik.

Bugün Ramazan ayının son cuması ve 29. günü. Bugünü saymazsak sadece 1 gün kaldı.

Mübarek Ramazan ayını eda etmenin mutluluğu hem de dini bayrama kavuşmaktan mutlu ve umutluyuz.

En kısa sürede güvenli ve sağlıklı bir ortamda cuma namazlarımızı kılmamız temennisiyle hayırlı cumalar diliyorum.

Selam ve dua ile...