Neredeyse 1,5 buçuk yıldır büyük bir salgınla karşı karşıyayız. Kimi sevdiğini kaybetti, kimi evde kalmaktan psikolojisi bozuldu, kimi hastalığa maruz kaldı ağır geçirdi, kimi sevdiklerime bir şey olacak diye tedirgin günler geçirdi ve hala da geçirmeye devam ediyor.

Evet bana göre Türkiye bu salgını iyi yönetti, tabi sevdiklerini kaybedenler için acı dolu günler oldu. Rabbim sevdiklerini kaybedenlere sabır, hayatını kaybedenlere de rahmet eylesin.

Şimdi gelelim bu günlere; şu an o zor günleri geride bırakırken, derin bir nefes almak yerine kendimizi korumaya devam edelim. Kimimiz aşı sıramız gelsin de gidip aşı olalım derken, kimi ben asla aşı olmam diyor. Neden aşı olmak istemiyorsun deyince de ‘güvenmiyorum’ diyor.

Şu ülkede doktor, profesör, bilim adamı ve cumhurbaşkanı oluyorsa sen neden olmuyorsun anlamış değilim. Öyle güvenmemek gibi bir durum söz konusu olsaydı zaten ülkemizin başındaki hükümet ve sağlık çalışanlarımız, bilim adamlarımız da olmazdı.

Gelin bu inadı bırakın hep birlikte şu korona illetini alt edelim. Benim gözümde aşı olmayan kişi bencil bir kişilik. Çünkü sadece kendini düşünüyor. Etrafındaki hiç kimseyi düşünmeden onları riske atıyorum demeden ‘güvenmiyorum aşı olmayacağım’ diyor.

Arkadaş sen bu ülkede yaşıyorsan aşı olmak zorundasın. Tabi ki böyle bir zorunluluk yok ama eğer ki insanım diyorsan ve insanlara değer veriyorsan aşı olma zorunluluğun var.

Hı bu arada geçen okudum da inanamadım daha doğrusu inanmak istemedim. Bazı kendini bilmezler aşı randevusu alıp gitmiyormuş, sırf aşı boşa gitsin diye. Yazık günah arkadaş nedir bu düşmanlık. İnsan kendi devletine, milletine bu kadar düşmanca davranır mı?

Gelin hep birlikte şu illeti yenelim. Sevdiklerimize bir şey olmasına izin vermeyelim.

Bu hastalıktan korunmanın tek yolu aşı ve aşı olmazsan yarın bir gün senin de sevdiklerine bir şey olur ve hayatının en büyük hatasıyla karşı karşıya kalırsın.

Düşmanlığı bırak kendine gel!