Nasreddin hoca bir hikayesinde, “Ben yıllar geçtikçe hiç yaşlanmadım. Gençliğimde neysem şimdi de öyleyim” der arkadaşına.

Arkadaşı da “Nasıl yani? Nereden böyle bir düşünceye vardın” dediğinde; “Gençliğimde bahçemde bir kaya vardı. Onu bir türlü yerinden oynatamıyordum. Bugün de aynı o kayayı uğraşıyorum, yine yerinden kımıldatamıyorum. Değişen bir şey yok. Hiç değişmemiş aynı gücüm yerimde” diye anlattığı fıkra, bugün benim aklıma farklı bir çağrışım getirdi.

Gençliğimde sokakta gördüğüm sokak çocukları, dilenciler...

Yıl olmuş milenyum çağı aynı görüntüler, hiç değişmeden tarihi anıt gibi yerinde duruyorlar.

Değişen sadece giyimlerinde daha temiz görüntüyle karşımıza çıkıyorlar.

Zorda kalmış, mecburen bu işi yapıyor imajı veriyorlar.

Bazen kendilerince bir hikaye kuruyor, kurduğu oyunu oynuyor.

Sadece senaryoda ufak tefek değişim var.

Onların bu işte ısrarcı olmaları, çoğumuzun vicdan duygumuzu elimizden aldı.

Tecrübeli yaşlılar onların çoğu numaralarını yemiyor. Yeni yetişen gençler, taze vicdan sahibi oldukları için ceplerinde 20 TL’si varsa 10’unu bunlara veriyor.

Yardım yaptıkları için mutlu oluyorlar.

Yardımlaşmak güzel davranış.

‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ diye buyuran Peygamberin ümmetiyiz bizler.

Ama bunlar bu işi meslek edindikleri için doğruyu yanlışı ayırt etmekte zorlanıyoruz.

Bazen gerçek ihtiyaç sahibini, mağdur olanı hor görebiliyoruz.

Burada yetkililerimize görev düşüyor.

Bunları toplayacaklar, araştıracaklar, gerçekten ihtiyaç sahibiyseler yardımda bulunacaklar.

Gerekirse vatandaştan ‘fakir fonu’ adı altında yılda bir kez de olsa emlak vergisi gibi vergi alıp bu iyileşmeyen yaralara derman olacaklar.

Bir şekilde bunun önüne geçmeyi bilecekler.

Özellikle küçük yaşta çocuklarının geleceğini karartan bu aileler tespit edilmeli.

Çocuklarını sokakta dilenci ve satıcı yapan bu ailelere engel olunmalı.

Bazı çocuklarımız kötü emelli kişilerin eline düşebiliyor.

Ailesine yardım edecek derken geleceği yok oluyor ya da bu işi kolay para kazanma yolu görüyorlar.

Böyle de alışıyorlar.

Hele kucaklarında taşıdıkları o zavallı bebeklere ne demeli?

Sıcağın altında soğuğun içinde insanların vicdanlarına oynamak için evlatlarına yaptıkları işkenceyi onlar göremiyorsa yetkililer görmeli.

Artık el birliği ile bu gidişe ‘Dur’ diyelim.

Yolda gördüklerimize para vermekle iyilik yapmıyor, aksine geleceklerini yönlendiriyoruz.

Her verdiğimiz para ile, “sen bu işte başarılısın, sen bu işe devam et” diyoruz.

Elimizden geldiği kadar bizde kendimize ‘Dur’ demeliyiz!

Biz durduğumuz zaman onlar da zamanla duracaklardır.

Herkese başı dik, kendine yetecek güce sahip, hür iradeli yaşamlar diliyorum.

Sağlıkla kalın.