Bu pazar Bulgaristan'da parlamento seçimleri yapılıyor.
Anketler iktidardaki GERB birinci parti olacağını, ancak yine tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor.
Siyasi gözlemciler  parlamentoya girecek partilerin ideolojik yapılarına ve söylemlerine bakarak koalisyon kurulmasının çok mümkün görmüyor ve kısa sürede erken seçime gidileceğini öngörüyor.
Ama biz bu beklentilere pek katılmıyoruz.
Her ne kadar barajı aşacak partiler birbirine zıt ve karşıt görüşlerde olsalar da bir şekilde koalisyon oluşturulacak zemin bulunabileceğini düşünüyoruz.
Geçmişte bunun örneklerine fazlasıyla şahit olduk.
Asla bir araya gelmez ve işbirliği yapmaz denilen partilerin koalisyon kurduklarını gördük.
Sonuçta her parti iktidar olmak için siyaset yapar.
İktidar olmak demek güç demek, değişik olanaklara sahip olmak demek.
Yani ne kadar karşıt görüşte olunursa olunsun siyaset arenasında her zaman asgari müştereklerde buluşma fırsatları olur. Bekleyip görelim.
Soydaşlarımızın konusuna gelince son yıllarda oralarda ciddi bölünmeler yaşandı.
Ancak bu eninde sonunda kaçınılmaz olacaktı zira sözde soydaşlarımızı temsil eden DPS (Hak ve Özgürlükler Hareketi) yıllar içinde onların haklarını değil başka odakların çıkarlarını gözettiği ortaya çıktı.
Soydaşımızın beklentisi öncelikle kendi dini, etnik ve kültürel varlıklarının korunması, oturdukları bölgelerde refah seviyelerini yükseltecek hamleler yapılmasıydı.
Bu konularda sözde soydaşlarımızı temsil eden DPS hiç bir adım atmadı.
Zaman içinde anlaşıldı ki böyle bir niyetleri de yok.
Bu seçim sürecinde etnik ve dini kimliği ön planda tutma gayretleri ve hizmet siyaseti oy avcılığından başka bir şey olmadığının herkes farkında.
Ayrıca yıllar içinde parti üst yönetimi kendi dar oligarşik yapısını oluşturdu.
Siz bakmayın bu seçimlerde gençleri ön plana çıkarıyoruz demelerine.
Bunun kamuflajdan ibaret olduğu bilinen bir gerçek.
Tepki çekmemek için  değişik seçim bölgelerine kaydırmış olsalar da iskelet kadrolarını aynen muhafaza ettikleri  ortada.
Durum böyle olunca kaçınılmaz olan oldu ve kopmalar yaşandı.
DPS seçmen kitlesinin yarısını kaybetmekle kalmadı ciddi şekilde bu trendin devam etme eğilimi de var.
Bunun farkında olan parti üst aklı bu seçimlere özel önem verdi.
Hiç olmadığı kadar kadrolarını sahaya sürdü.
Eskiden birkaç düşük profilli parti mensubu ülkemizi ziyaret ederken bu defa parti üst yöneticilerinin yer aldığı heyet üstüne heyetler gönderildi.
Önceki seçimlere kıyasla seçim bütçesi üç - dört defa yükseltildi.
Parti yönetimi için bu seçimler adeta tamam mı devam mı seçimi.
Şunun çok net farkındalar ki burada alınacak olumsuz bir sonuç onlar için sonun başlangıcı olacak.
Bu kadar çalışma ve  bütçeye rağmen sonuç %10'un altında kalırsa çok iyi biliyorlar ki bir dahaki seçimler barajın altında kalmama mücadelesi olacak.
Burada başarı kriteri olarak sadece alınan oy oranınına değil, toplam oy sayısında da bakmak lazım.
Partinin oy oranını  Bulgaristan genelinde seçime yüksek  katılım oranı çok önemli ölçüde olumsuz etkileyecektir.
Bu seçim DPS'nin siyasi tarihi açısından önemli kilometre taşlarından biridir
Bu kadar yüksek bütçe ile belli bir kitleyi etkileri altına almayı başaracaklar. 
Beklentilerinin  karşılığını tam olarak bulamasalar da muhtemelen bir varlık gösterecekler ve zafer kazanmış gibi algı oluşturmaya çalışacakları kesin ama aslında bu günü kurtarmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Onlar için çanlar çoktan çalmaya başlamıştır.