Soydaşımız açısından bakıldığında hafta sonu Bulgaristan'da yapılan seçimlerin özetini bu başlık anlatıyor!

Anti DPS cephesinin zaferi!

DPS, bu seçimlerde varını yoğunu, misli misli yüksek bütçe, arkalarında duran güç odakları, buradaki iktidar, muhalefet ve  bazı STK'ların desteği, bütün cephanesini meydana sürmesine   rağmen varlık gösterememiştir.

Yani bir önceki seçimlerde, yarısı kaybedilen soydaşlarımız hiçbir şekilde geri dönmemiştir.

Böylece aynen  de… Üstüne basa basa, özellikle buradaki  yetkililerimiz dahil, her ortamda defalarca söylediklerimiz teyit  edilmiş oldu.

Ama diğer yandan geçen hafta buradan bunu yapacaklarını söylediğimiz gibi DPS tarafı seçimde zafer kazandıkları algısını oluşturmaya çalışıyor.

Evet doğrudur!

Oransal olarak bir puan kazanmış gibi görünseler de aslında bunun rölatif (göreceli) olduğunu herkes çok iyi biliyor.

Bu yükseliş tamamen katılımın düşük olmasından kaynaklanmıştır. Yoksa oy sayısı olarak yerinde saymışlardır. Şimdi birileri çıkacak oylarını da arttırdıklarını iddia edecek.

İki buçuk kişi fazla oy vermiş olması gerçeği değiştirmez. Burada önemli olan bu cüzi artışın hangi kesimden geldiğidir. Bu önemsiz artışın soydaşımızdan gelmediği aşikârdır.
Bu durum bölgelere göre alınan oy dağılımına bakılınca kolayca anlaşılıyor. Bunun en bariz örneği Kırcaali.

Orada seçime katılma oranı Bulgaristan genelinin neredeyse yarısı. Kırcaali neresi? Soydaşlarımızın en yoğun ikamet ettiği bölge ve DPS'nin kalesi.

Burada seçime katılım oranı  ülke geneline kıyasla en düşük seviyede kalıyorsa fazla söze gerek yok demektir.

Soydaş topluluğumuzu temsil etme iddiası ile kurulan bir partinin başarı kriteri buralardan alınan oylardır.

Oysa  şu anda zaten yarı yarıya düşmüş desteğe bakıldığında DPS'ye oy veren soydaş kitlesinin her geçen gün azaldığı açıkça görülebiliyor. Bu tablo açıkça ortadayken DPS cephesi başarı hikâyesi satma peşinde. 

Evet, zafer var! Ama Pirus zaferi.
Hani  kral Pirus Roma’ya karşı zafer kazanmış ancak verdiği kayıplar o kadar büyük olmuş ki zaferin hiç bir anlamı kalmamış.

Bu deyim "yenilmeye mahkûm galibiyetler" manasında kullanılır ancak DPS'nin asıl kaybı burada oldu.

Buradaki karar vericilerin  desteğini kaybettiler. Ülkemizdeki yöneticilerimiz  dediğimize geldi.
Soydaşlarımızın birlik beraberlik adresinin DPS olamayacağını net olarak anladılar.

Bundan sonra bu duruma  göre farklı stratejiler geliştirileceğini önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz. DPS'nin gerek bürokrasi, gerek siyaset çevrelerinde, karar vericilerimizin  nezdinde oluşturdukları lobi de bunlarla beraber kaybeden taraf oldu.

Bu lobinin üst makamlara verdikleri bilgilerin ve raporların hiçbiri doğru çıkmadı. Bu seçimlerde asıl zaferi kazanan taraf DPS karşıtı kitledir.

Onların zaferi bu seçimlerde sessiz de olsa aslında DPS'nin geleceği hakkında çok önemli ipucu da vermiş oldu.

Elbet günün birinde hala bunlara oy veren soydaşlarımız da bu partinin aslında onların çıkarlarına hizmet etmedikleri gerçeğini görüp özüne döneceklerdir. Çünkü Bulgarların dediği gibi: Kravta voda ne stava; “Kan su olmaz.”