Henüz resmi olarak mahkeme tarafından onaylanmasa da DOST partisi örgütlenme faaliyetlerine devam etmekte.

Bu tür oluşumlarda teşkilat yapılarını oluştururken en önemli konulardan birisi kurucu üyelerin çok dikkatli seçilmesi gereğidir.

Çünkü bu kişiler  bu oluşumların temsil ettikleri misyonun yanı sıra onların yüzü, vitrini olurlar.

Bu tür yeni kurulan örgütlerin başarısı için bu ayrıntılar önemlidir.

Çünkü her şeyin başlangıcı nasıl önemliyse, sermayesi seçmen olan bu tür siyasi oluşumların  başlangıcı çok daha önemlidir.

Bu partilerin vitrinleri, onları kamuoyu nezdinde temsil edecek kişiler özellikle önem arz etmekte.

Bundan dolayı bu tür kişiler seçilirken ortak akıl, geniş mutabakat ile oluşturulacak komisyonlar tarafından gerekçeleri ile beraber seçilmelidirler ki, herkes alınan kararlar konusunda ikna olsun.

Sadece bu da değil. Alınan kararlar kapalı kapılar ardında değil, açık şeffaf  ve en önemlisi katılımcı anlayış ile alınmalıdır.

Yoksa  “kendin çal, kendin oyna”  yaklaşımı içinde kendi çemberlerini oluşturmaya kalkışılırsa ki, son yıllarda HÖH en çok eleştirildiği konuların başında  oluşturduğu oligarşik yapısı nedeniyleydi, yeni oluşum da başlamadan biter.

Artık eskisi gibi kimse sadece’’Vatan, Millet, Sakarya’’ edebiyatı ile  hareket edip destek vermez. 

Artık kimse ‘’dolgu malzemesi’’ olmayı kabul etmez.

Doğru adımlar atılmadığı takdirde, daha önceki yazılarımızda uyardığımız gibi , esen bahar havası bir anda dondurucu kışa dönüşebilir.

Artık ilk başta esen rüzgar da yok.Ama bu tür olaylarda bu işin doğasında vardır zaten.Rüzgar iyi kullanılmadığı takdirde de yok olup gider.

Kaldı ki gördüğümüz kadarıyla gerek görüldüğünde soydaşımız yeni temeller üzerine , yepyeni bir oluşum kurmaktan kaçınmayacaktır.

Artık “macun bir defa tüpten çıkmıştır”. Soydaşlarımızın arasında yıllarca engellemek için bunca mücadele verdiğimiz ve hatta uğuruna iktidardaki kişilerle de aramızın açılmasına sebep olan birliğimiz bir defa bozulmuştur.

Şu anda üç parti var . Birileri çıkar dördüncüsünü de kurabilir.

Bundan dolayı yapılanma süreci önemli.

Al gülüm, ver gülüm anlayışı ile alınacak ve insanımıza dayatılacak kararlar  onlara saygısızlık olarak algılanır. 

Bundan öte “her dönemin adamı” olan yalaka tipler vardır.

Yalakalıktan  ve ona buna iftira atmaktan başka hiç bir vasıfları olmayan bu tipler baş tacı edilirse halkta  büyük tepkilere neden olur.

Siyasi oluşumlar, kurum veya şirketler gibi dost ahbap ilişkileri ile yürümez. 

Liyakat değil de, dost ahbap ilişkilerine göre hareket edilirse orta ve uzun vadede destek verecek kimse kalmaz.

Ne demiştik: Yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza değişirseniz, hem yolunuzu kaybedersiniz hem dostunuzu.

Burada anlatmak istediğimiz, yeni parti pragmatik zihniyet ile hareket edeceğini göstermeli. 

Açık, katılımcı ve her şeyden öte dürüst siyaset yapacağı konusunda halkımızı ikna etmeli.Gizli gündemleri olmamalı. 

İnsanlarımızın heyecanı, umutları, beklentileri boşa çıkarılmamalı.

Burada en büyük tehlike  bu konularda yaşanacak bir hayal kırıklığı olur.

DOST seçimini yapmalı: Ya halk ile iç içe siyaset yapacak ,ya da  tarih olacak. Halktan kopuk hareket eden bu tür oluşumların yeri, her zaman tarihin çöplüğü olmuştur.

Çünkü  Gazi’nin de dediği gibi, her zaman: Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.