Soydaşlarımızın haklarını koruma ana misyonu ile kurulan DOST Partisi geçen hafta sonu yapılan MYK toplantısında tarihi bir karar almıştır.

Bu toplantıda, anayasal hak olmasına rağmen yıllarca geçiştirilen ve bir türlü gündeme alınmayan, oradaki soydaş nüfusumuzun statüsü konusunda girişimlerde bulunma kararı alınmıştır.

Her ne kadar Bulgaristan'da faaliyet gösteren diğer partiler gibi, önceliği bu ülkenin Anayasa ve kanunlarına uygun olarak ülke çıkarlarını ve toplumun refahını yükseltme gayretleri olsa da, en önemli misyonlarından biri oradaki soydaşlarımızın hakkını savunmaktır.

Damarlarında Türk ve Müslüman kanı taşıyan hiç kimse yoktur ki soydaşlarımızın bulunduğu ülkelerde onlara "azınlık statüsü" verilmesini istemesin.

Bu ülkelere Bulgaristan da dahildir.

Ancak bu durum önemli olduğu kadar son derece ciddi bir konudur.

Bundan dolayı bu yönde adımlar atılmadan önce konu her yönden çok dikkatli değerlendirilmeli.

Aslında bu konunun gündeme gelmesi yeni bir mevzu da değil.

DOST Partisi kurulduğundan beri değişik çevreler tarafından zaman zaman ortaya atılmıştır.

Ama daha o zamanlar konuyla alakalı bazı uyarılarda bulunmuştuk.

Bu uyarılarımızdan biri 14.02.2018 tarihli "Azınlık konusu ayaklar altına alınacak konu değildir" başlıklı yazımızdır.

Bu yazımızda özetle;

Konunun çok yönlü olarak ele alınmasını, konunun ülkemizi de ilgilendiren boyutu, çok fazla denklem barındıran konu olduğunu, kapsamlı istişareler sonrası oluşacak ortak akıl ile hareket edilmesi gerektiğini vurgulamıştık.

Her şeyden öte bu konu o kadar ciddi bir konudur ki yıllarca bu konunun gündeme gelmemesi için elinden geleni yapanların eline koz geçmemesi için böyle bir teşebbüs alt yapısı, örgütlenmesi çok iyi yapılarak girişilmesi gereken bir teşebbüs olmalı ki başarısız olma gibi durumlar ortaya çıkmasın…

Azınlıklar konusu bir iki yazı ile geçiştirilemeyecek kadar önemlidir ve konuyla alakalı yazılarımız devam edecektir.

Ancak şu kesin ki DOST Partisi çok stratejik bir hamle yapmıştır.

Bu hamlenin soydaşımızın nezdinde büyük heyecan yarattığı kesin ama en çok bugüne kadar soydaşlarımızı temsil ettiği iddiası ile faaliyet gösteren eski partiyi açmaza sokacaktır.

Tam da "azınlık statüsü" gibi varlığımızı garanti altına alan teşebbüslerin önüne geçmesi için kurulan ve desteklenen partinin bu hamle karşısında çok ciddi sıkıntılar içine gireceği kesin.

Bir yandan himayesi altında bulundukları nezdinde böyle bir girişimi destekleme ihtimalleri yoktur, diğer yandan temel seçmen kitlesi olan ve temsil ettikleri iddiasında bulundukları soydaşlarımız yıllardan beri "azınlık statüsü", "ana dilde eğitim" gibi konularda somut adım atılması beklentisi içinde olduklarından gözler bu eski partiye çevrilmiş durumda ve bu hamle karşısında onların alacağı pozisyon merakla beklenmekte.

Özellikle bu yıl yapılacak Avrupa parlamentosu seçimleri ve son baharda yerel seçimleri öncesi ciddi açmazda kaldıkları kesin.

Bundan dolayı bu azınlıklar konusunun içeriği itibarıyla önemli olduğu kadar gündeme getirilme zamanlaması da iyi ayarlanmalıydı ve bu açıdan da bakıldığında DOST'un bu hamlesi karşı taraf için bitirici olmuştur.

Ama bu eski parti yöneticilerini birçok defa uyarmıştık onlardan çok daha stratejik zekaya sahip olan insanlar olduğu hususunda.

Sonuç olarak artık azınlık konusu bir defa daha geri dönmemek üzere ortaya çıkmıştır ve bu aşamadan sonra geri dönüşü de olmayacaktır.

Eski parti ve onları himaye edenler için artık Pandora'nın kutusu açılmıştır.