Ya sen, ya çocuğun, ya hayatın

NEREYE KADAR...

* Fırat Salihoğlu Diyarbakır Silvan'da mahalle muhtarı. Terör bölgesindeki acı gerçeği yüzümüze haykırdı: "Bu yörenin halkının iki şıkkı vardır yaşamak adına. "Ya ben terörün karşısında adam gibi duracağım, beni öldürecekler, ya ben sesimi çıkartmayacağım çocuğumu öldürecekler" Kendin ve çocuğun arasında karar vermen lazım."

* Devam ediyor Salihoğlu: "Çünkü sustuğunda da evine girer, çocuğun beynine girer, senin çocuğunu götürür ne olur sonuçta senin çocuğunu öldürmüş olur. Direnirsen de seni öldürmüş olur. Ölümden de korkmamak lazım. İnanıyorsan şahadeti de biliyorsan Allah da kısmet ediyorsa bundan da kaçmamak lazım cesur olmak lazım."

 

Yolumuz, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin'e düşünce bu bölgede var olan terörün nasıl biteceğini ya da bitirileceğini düşünmeden edemiyor insan... Bölge insanına sırmaya kalksan korkar, titret, konuşursam başıma bir hal gelir mi telaşı yaşar... Bu korkuları yaşamayan cesaretli bir insanla hem de muhtarlık yapan işi gereği insanın her özelliğini bilen Silvan Gözdere Mahallesi Muhtarı Fırat Salihoğlu'nun evinde Güneydoğu ve terör gerçeği üzerine özel bir söyleşi yaptık. İşte sorular ve işte yorumsuz yanıtlar...

MEHMET ÇETİNKAYA: Bu bölgede yaşıyorsun, yıllarını verdin, sizce ne olursa terör biter barış sağlanır?

Fırat Salihoğlu: Terör sadece PKK değildir Türkiye’de. Sayısızca terör örgütleri vardır. Buna en son eklenen paralel terör örgütüdür. Ama biz 80'li yıllara dönelim PKK üzerinden konuşalım. Türkiye hiçbir zaman  gerçek manada terörle mücadele etmedi. Teröristle mücadele etmiştir, ama terörle mücadele etmemiştir. Terör yeni terörist doğurur. Terörle mücadele ettiğin zaman kararlılıkla üstüne gittiğin an 1 milyon ordusu olan bir ülke ,polis gücünü istihbaratını hesapladığın zaman bir şey değil. Bugün Türkiye Ortadoğu'nun en güçlü ülkesi ordunun gücü bakımından söylüyorum. Yani dış odaklar teröristleri beslerler. PKK’yı da Suriye besliyordu, İsrail besliyordu, Almanlar besliyordu her bir ele başı bir devlete çalışyordu gerçek manada terörle mücadele ettiğin zaman terör biter.

 Bunlar ne Kürt'tür ne de Türk'tür

 

MEHMET ÇETİNKAYA: Peki nasıl çözülecek bu terör nedir çözüm önerilerin?

Fırat Salihoğlu: Şimdi halkın bilinçlenmesi lazım. Hem doğunun hem batının. Yani şuan batıda sen PKK dediğinde adamın aklına Kürt gelir doğuda söylediğin de farklı bir şey aklına gelir. Bunlar ne Türk’tür ne de Kürt’tür ne başka bir şeydir. Zaten kendileri de diyor kim bizi nasıl kabul ediyorsa biz öyleyiz dini de yoktur mezhebi de yoktur. Sen bu halkı bilinçlendirdiğinde halkta iki şık vardır. Ya sen bunun karşısında ani bir karar alman lazım. Ya ben bunun karşısında adam gibi duracağım, beni öldürecekler, ya ben sesimi çıkartmayacağım çocuğumu öldürecekler. İki şık. Kendin ve çocuğun arasında karar vermen lazım. Çünkü sustuğunda da evine girer, çocuğun beynine girer, senin çocuğunu götürür ne olur sonuçta senin çocuğunu öldürmüş olur. Direnirsen de seni öldürmüş olur. Ölümden de korkmamak lazım. Yani öldüğün zaman inanıyorsan şahadeti de biliyorsan Allah-u Teala şehadeti kısmet ediyorsa bundan da kaçmamak lazım korkmamak lazım cesur olmak lazım.

Artık sadece Türkiye'nin sorunu değil

MEHMET ÇETİNKAYA: Burada özellikle batı için konuşuyoruz, hükümet için muhalefet için konuşuyoruz bunlar yapılırsa terör biter dediğin bir şey var mı?

Fırat Salihoğlu: Bugün için hemen bitirilir diye bir kelime sarf etmem doğru olmaz. Çünkü o kadar çok gevşek tutuldu ki ve artık bu sadece Türkiye’nin sorunu değil. Almanya Ermeni soykırımını kabul ediyorsa, eğer İsrail Türkiye Filistin’e ses çıkarmasın diye destek veriyorsa, Suriye ki senelerdir destek verdi. Yani bunun bitmesi basit bir şey değil ama bitmez diye bir şey de yok. Biter yani. Allah’ın izniyle bütün terör örgütleri biter mücadele ettiğinde. Şimdi ben dikkat ediyorum HDP’nin de mitinglerine gidiyorum uzaktan seyrediyorum halkın nabzıyla da. Ben zaten dış ilişkiler başkanıyım Ak Parti de,  ilçelerin HDP mitinglerinde ön saflarda yer alanların %70’lik kısmı eski haber elemanlarının olduğunu görüyorum. Hani asker kullanmış, polis kullanmış deşifre etmiş hakkını vermemiş yine devletten kaynaklanıyor. Sen birini kullan, deşifre et, it toplumun içerisine kendini topluma affettirmek için bu sefer ne yapıyor onun ön saflarında sana geri dönüyor. Her hizmetin bir bedeli vardır. Gönüllü yaparsın o ayrı ama haber elemanı bir şey yapıyorsa sen onun hakkını vermek zorundasın neyse adı ikramiyeyse adı gönül hoşluğuysa neyse artık. Deşifre etmemen lazım kullan at oraya, sana döner yani. Örnekleri dünyada da var. İsrail Hamas'ı çıkardı Filistinlilere karşı kullandı sonra ne İsrail kontrol edebildi ne Filistinliler baş edebildi. Bu sefer yönetim Hamas’a geçti yani dünyanın neresinde olursan ol birilerini yasa dışı yaratıyorsan, kontrol edemiyorsan sana dönecektir.

Çözüm sürecini gevşek bıraktılar

MEHMET ÇETİNKAYA: Peki çok güzel özetlediniz. Buradan bakınca başka türlü. Niye o zaman batıdan hep PKK deyince Kürt anlaşılıyor. Ya da öyle lanse ediliyor.

Fırat Salihoğlu: Militan sayısının çoğunluğun Kürt oluşundan kaynaklanıyor. Bu demek değildir ki Kürt PKK’dır onlara destek veriyor. Özelikle bu çözüm sürecinde, kongrede dile getirdim. Özellikle yönetimdeki bayan arkadaşlardan çok tepki aldım. Çözüm süreci denildi ama halkın güvencesi diye bir şey kalmadı. PKK ne yaptı rahat oldu şehre indi geldi, tamam. Dedi ki kendi kendine Fırat bizi sevmiyor bizde onu kendimize esir edelim, oğlunu çıkaralım. Geçen çözüm sürecinin ilk senesinin ikinci döneminde milli eğitimin kaymakama getirdiği rapora sadece Silvan liselerinden 580 öğrenci Kobani veya PKK adı altında örgütlere katılmış. Bu sadece ikinci dönem. Birinci dönem ne kadar? Liseye gitmeyen ne kadar ve sonrasında ne kadarı gitti? Yani tıpkı Kobani’deki gibi buralarda da pikaplarla gezmeleri ondan sonra halkı mahkemelere çağırması dağlardaki kamplarına. Buna da bir nebze devlet sebep oldu. Madem sen çözüm süreci başlattın öyle gevşek bırakman lazım. Ben başta da sürece inanmıyordum. Çünkü PKK son sürat katılım dedi, devlette sınırlarda karakollarda yetersiz olduğunu söyledi ikisine de. İkisinde de samimiyetsizlik vardı.

MEHMET ÇETİNKAYA: Peki tekrar gelir mi süreç, gelirse de faydası olur mu?

Fırat Salihoğlu: Öyle bir şey yok. Bitti. Kürtçülük siyaseti yapanlarda tahkirkar davrandılar. Mesela Selahattin Demirtaş’a ben bir şey demiyorum elimi vicdanıma koyuyorum ama o yanındaki Figen Yüksekdağ mıdır nedir o suratsız kadın Türkiye’deki provokelere birçok şeye sebep oldu. Bugün Kürtler bir parti adına güya siyaset yapıyorlar ve ilk defa parti olarak seçime giriyorlar ve 82 milletvekili çıkarıyorlar. Eğer ki samimi ve dürüst olsalardı gerçekten Kürt’ün siyasetini yapsalardı, bırak her gün onlara mecliste küfretselerdi mademki benim niyetim senin çocuğun ölmesin, eyvallah derdim. Ki Selahattin Demirtaş batıdaki insanların da umut kaynağı oldu. Türkler de ondan bir şey bekledi MHP de bekledi CHP de bekledi ve Ak Partili de bekledi bir şeyler Selahattin Demirtaş’tan, ama öyle olmadı. Biri çıktı Kürtler din değiştirsin dedi. Biri çıktı ben sırtımı PKK’ya dayadım dedi. Her kafadan bir ses çıktı. Kandil oradan çıktı karayılan dediki seni tükürüğümle boğarım dedi.  Militan dedi ben dağlarda açım perişanım ,Kürdün kahramanı Selahattin Demirtaş oldu. Türkiye’yi bu hale getirdiler.

-Allah onları da ıslah etsin ülkemizi de korusun inşallah.

Sen kalk 8 bin Kürt çocuğunu hendeklerde öldür. Kıyafetlerini giydirme. Ver eline bir keleş bir şarjör. Öldüğünde de, (adı ‘’YDGH’’ bunların) al üstünden silahını markete gidiyor bilmem neye gidiyor de. Öyle midir? 8 bin tane Kürt çocuğunu hendeklerde öldür. Girin öz savunmanızı yapın bilmem ne yapın. Ondan sonra devlet halkı öldürüyor ondan sonra efendim biz hata yaptık. Böyle mi devlet kuracaklar? 160 tane Dicle Üniversitesi’nden öğrenci örgüte katılacak, Cizre mıntıkasına gidiyorlar. Kandil amiri sürekli bunları istiyor, benim bu insanlara ihtiyacım var diye. Cizre sorumlusu sen kalk onu silah görmemiş üniversite çocuklarını Cizre’ye sok, hendeklere sok, mermi de patlatma susuzluktan ölsünler. Susuzluktan öldüler susuzluktan! Ya örgüt kendisini vermedi ya da gerçekten yoktu. Madem Kandil seni istiyor madem Cizre sorumlusu bu hatayı yapıyor. İnfaz et! Madem sizin hemşeriniz Osman Öcalan Serok’un kardeşi. 33 tane bayan çıkıyor bize tecavüz etti diye Osman’ı şikayet ediyor. Ne dediler? Çorbacıdır işe yaramıyor. Niye kendi içlerinde adaletsiz davranıyorlar? Niye sen Şemdin Sakık’ın bıyıklarını kestin ? Niye sen Dr. Baranı infaz ettin ? Niye sen Kani Yılmazı infaz ettin ? Sen bu kadar infaz yaptın da niye Osman’a yapmadın ?  Niye Öcalan adında birileri ölmüyor ? Niye Karayılan adında birileri ölmüyor ? Niye bir Kürt çocuğu toplu taşıma aracında telefonda Kürtçe konuşurken  linç ediliyor.

 Muhtarın bu düşündüğünü vekiller neden düşünmez

 

Ben sana Türkiye’yi anlatayım. Hani tabiri caizse Ukrayna için bir deyim vardır. Dünyanın en bakir topraklarına sahip ülke deniyor Ukrayna için. Pulluk girmemiş uçsuz bucaksız toprakları vardır. Dünyanın tahıl ambarıdır Ukrayna. Türkiye’de dünyanın en bakir bitki örtüsüne sahip bir ülkedir.  Asmasından tut çiçeğine çeşitli hayvanına kadar el değmemiş bir ülkedir Türkiye. Bir bunlara dokunduğunu düşünsene. Bir düşünsene her muhtarın köyü kalkmış bir çalışma başlatmış. Her muhtar devletten destek isteyip çalışma başlatmış. Ben bir şey yaptım, kendi köyümde Nuh tufanından kalma inekler var bizim burada. Yerli boğalara yasak koydum. İki tane kültür ırkı boğa aldım Suriye’ye saldım. İki yüz tane ineği var köyün. Her birine senede 3 bin lira verim yapar. İki yüz inekte altı yüz bin lira yapar. Küçük bir köye göre büyük bir rakam. Şimdi bunu üç yıl beş yılla çarptığında bunu 600.000 ile hesaplasan bunun üçüncü seneleri o kırmaların doğumuyla %75’lik saflık derecesi olan bir nesil ortaya çıkacak ve bunu üç bin lira değil de 4500 liradan çarptığında senede 900.000 lira gelir köye girecek. Her köye senede 900.000 lira ekstradan gelir girerse bizim Amerika’dan Angus getirmemize gerek yok. O para da bizde kalmış olur. Bu sefer ülkemizden çıkacağına döner sermaye gelir. Belki ihraç bile edebiliriz. Para vereceğimiz yerde para kazanmış oluruz. Dünyanın tarım ülkesi Bulgaristan’dan saman getirtiyor Türkiye. Düşünebiliyor musun ne kadar ayıp bir şey! Devletin malı deniz yemeyen keriz lafıyla herkes nasıl koparırım düşüncesinde... Bu anlayış bitmeli... O zaman terörden de yavaş yavaş kurtuluruz...

MEHMET ÇETİNKAYA: Allah kolaylık versin. Allah yolunuzu açık etsin... Terörün bittiği günlerde de buluşmak üzere...

Fırat Salihoğlu: Amin inşallah