Maalesef dünyamızın küresel ısınmanın etkisiyle birçok ülkede yaşanılan felaketleri güzel Anadolu’muzda daha fazla görmekteyiz. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangın felaketlerinden sonra yine cumhuriyet tarihinin en büyük sel felaketi ile karşı karşıyayız.

Durum böyle olmasına rağmen felaketlerin daha ikinci, üçüncü günleri itibarıyla bütün basını, TV’siyle devlet nerede,hükümet nerede haberlerini sosyal medya desteğiyle tavan yapma hedefindeki bu malum medyanın diğer yangın ve sel felaketi ile karşı karşıya kalan ülkelerden ders almaları lazım. 

En yakın örnek aslında Yunanistan adet anlamında bizden çok daha az yangınla karşılaşmış olmalarına rağmen birkaç küçük eleştiriden fazlası olmadı orada. 

Sadece yapılan eleştiriler çıkan yangınlarda Atina’nın hemen kuzeyindeki yangınlara aşırı yoğunluk sağlanarak Eğriboz yangınının hızlı bir şekilde büyümesi nedeniyle olmuştu.

Ayrıca yine araştırmak isteyenler araştırabilir, geçen ayın sonlarında Almanya’nın kuzeyinde yaşanan ve 200’e yakın insanın ölümüyle sonuçlanan sel felaketi ile bizim Batı Karadeniz Bölgemizde yaşanan ve 3 ilimizi etkileyen sel felaketlerinin alan genişliği ve gelen sel miktarı anlamında karşılaştırmanın imkansız olduğunu Türkiye’de yaşanan felaketin Almanya’dakinden kat be kat büyük olduğunu bu işin erbabı kişilerin söylemiş olmalarına rağmen maalesef bizim içerideki felaketlerden siyasi çıkar peşinde koşanların tahminimce haberi yoktur. 

O yüzden de hemen daha sel sonrası 3 ilimiz afet bölgesi ilan edildi. 

Binlerce kişi helikopter vesaire diğer hava unsurlarıyla güvenli bölgelere alındılar. 

Elbette dere yataklarına verilen ruhsatlarla ilgili yanlışlar 1960’lı yıllardan itibaren yapılmıştır ve bunların mutlaka hesabı sorulmalıdırfakat vurun abalıya misali topyekun bütün medyalarıyla saldırmak bu durumdan rantelde etmeye çalışmak yine o kesimlere yakışmadı.