Deprem gibi doğal afetler yaşandığında zaman zaman bazı sözde din
bilginleri çıkıp adeta fetva verircesine deprem şu veya bu sebepten
oldu diyerek bunu belli sebeplere bağlayan demeçler veriyor.
Son Elazığ depreminde de benzer bir durum yaşandı ve birileri akla
ziyan bir açıklamada bulundu.
Burada olayın asıl vehameti ilim irfan kaynağı olması gereken bir
akademisyenin bu tür beyanatta bulunmasıdır.
Bu anlayışla ülkemizin muassır medeniyetler seviyesine gelebilmesi mümkün mü?
Yobaz kesimler ikide bir çıkıp deprem gibi doğal afetlerin ilahi
adaletin gazabı olduğundan bahsedip durur.
Bunlara göre depremler genelde yoldan çıkan kişilerin oturduğu
bölgeleri vurur ve depremlerde enkazların altında günahkarlar kalır.
Kimin can verip vermeyeceğini ancak Allah bilir de bu yobazlara sormak lazım:
Depremde Allahın evi olan camiiler de hasar görürse, ki görüyor, bu ne anlama gelecek acaba?
Diğer yandan dinimizde yoldan çıkanlar için ilahi gazaba örnekler yok da değil.
Lut kavminin helak edilmesi gibi.
Hem Kitabımızda, hem bir çok hadiste İlahi adaletin gazabı hakkında
fazlasıyla örnekler mevcuttur.
Ama burada bazı konuları iyi ayırt etmek lazım.
İkide bir çıkıp, yerli yersiz bu tür demeçler vermek bu örneklere
uygun değildir.
Meydana gelen doğal afetlerde veya kazalarda veya ölümcül hastalıklara yakalanarak hayatlarını kaybeden herkes hak'ın yolundan çıkmış insanlardan oluşmuyor.
Bu tür olaylarda hayatlarını kaybedenlerin arasında bir çok dini bütün kişilerin de olduğu tartışma götürmez bir gerçek.
.. Ve bu tür demeçler verildiğinde o insanların yakınlarına ve her
şeyden öte hayatını kaybedenlerin ruhlarına yapılmış saygısızlık
olduğunu nasıl düşünemiyor bunları söyleyenler.

Bu tür yaklaşımlar ve bu zihniyet insanları adeta dinden soğutuyor.
Son yıllarda gençlerin arasında ateizm ve deizm gibi akımların
artmasına sebebin ne olduğunu yazmaya gerek yok.
Asıl vahim olan husus da yapılan araştırmalarda deizmin görülme
oranının en yüksek sözde dini eğitim veren kurum ve kuruluşlarda
olmasıdır. 
Bu şu demek:
Oralarda verilen dini eğitimler ehil kişiler tarafından verilmiyor.
Dinimizi sevdirme ve yayma yuvaları olması gereken yerler tam tersine
yapılan uygulamalar ve anlayışla gençlerimizi dinimizden
uzaklaştırmakta.

Temel hata ibadetin temel alınmasındadır.
İbadetini yerine getirince geri kalan her şeyi yapmak adeta mübah.
Oysa ibadet tek başına hiç bir şey değildir.
Dinimizin temeli güzel ahlaktır ve bu olmayınca da ibadet kabul olmaz.
İbadet Allah için yapılır ve ona gösterilir.
İnsanlara insanlığınızı göstereceksiniz, dürüstlüğünüzü
göstereceksiniz, ahlakınızı göstereceksiniz.
Ama diğer yandan bakıldığında son yıllarda bu yobaz zihniyetin,
bunların yaptıkları iyice ortaya çıkması son derece büyük hayırlara
vesile olacaktır.
Bunların ortaya çıkması herkesin  bunların iç yüzünü görmesine vesile oldu.
Bundan sonra kimlerin gelmemesi gerektiğini herkes net olarak gördü.
İlahi adaletin tecelli etmesi asıl budur.