Türkiye büyük İstanbul depremini beklerken büyük deprem haberi İzmir’den geldi. Beklerken deyince farklı anlaşılmasın sadece bekliyoruz yani hazırlıklı falan değiliz.

Toplumca deprem konusunda hala bilinçli olduğumuzu düşünmüyorum.

Ne yazık ki böyle giderse İstanbul depremi çok daha büyük hasarlara ve can kayıplarına yol açacak.

İzmir depreminde hepimiz kahrolduk.  Her gün can kayıpları giderek fazlalaştı.

Evet deprem önlenemez ama deprem hasarını en aza indirecek önlemler alınabilir.

Ancak vatandaşların yapabileceği tek şey sadece çanta hazırlamak oluyor.

Her şeyi bir tarafa bırakıp önce depreme dayanıklı evler yapmak zorundayız. Çünkü tek bir yuva yıkılsa, tek can ölse yıkılan ölen hepimiz oluyoruz.

Betondan gökdelenleri yan yana dizip dikerek, medenileştiğimizi sanıyoruz ama deprem gerçeğini de unutmamalıyız.

Türkiye’nin nasıl bir deprem ülkesi olduğunu çok net görüyoruz. Depremle yatıp, depremle kalkar olduk.

Hem depremin meydana geldiği yerlerdeki insanlara, ölenlere, yaralananlara, gece dondurucu soğukta sokakta yatmak zorunda kalanlara üzülüyor, hem kendi yaşadıklarımızı hatırlayıp “Ya bizde de yeniden olursa “ diye korkuyoruz.

Resmen fayın üzerinde bulunan binlerce konut var. Bu konutlarda çoluk çocuk insanlar yaşıyor.

Hasarlı olduğu bilindiğine rağmen onarılmamış, içinde insanların yaşadığı binalar var.

Deprem bağıra bağıra gelirken, bizim bu kadar derin bir uykuda oluyor olmamız anlaşılabilir değildir.

Zira kaçınılmaz bir gerçek olan deprem engellenemeyeceğine göre hazırlıklı olmaktan başka çare yok.

Artık başka yerlerde meydana gelen depremlere üzülüp, kahrolmayı bir kenara bırakıp “Yeniden bizim başımıza gelirse biz ne kadar hazırlıklıyız?” sorusunu kendimize sormamız gerekiyor.

Unutmamalıyız ki, deprem bir doğa olayıdır ve engellemek mümkün değildir.

Yapılacak şey, gerekli önlemleri alarak vereceği zararı en aza indirmek.

İzmir'de meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Sağlıcakla kalın.