Önceki gün ne olduğu belli olmayan adına darbe girişimi denilen olayların yıl dönümü etkinlikleri yapıldı.

Bu yazımızda o gün yaşananlarla ilgili değil, ki birçok defa yazdık yine yazarız, başka bir konuya dikkat çekmek istiyoruz.

Darbe girişimi uydurmadır, tiyatrodur, şudur budur herkes kendi yorumunu yapsın ama bu girişimin sayısız olumlu olaylara sebep olduğu da bir gerçek.

Bunlardan en önemli olanlardan biri kul hakkı ile ilgilidir.

Darbe girişimi sonrası kurumlardan cemaat elemanlarının temizlenmesi, görevden almalar yapıldı.

Birçok memur ve kamu görevlisi görevlerden alındı.

Bunların oralara nasıl girdiklerini bilmeyen yok.

Gerek üniversite sınavları,gerek kamu personeli veya askeri alımlarda, kısaca sınav ve mülakat ile alınan her alanda bunlar önceden soruların cevaplarını alarak haksız olarak ilgili okullara veya kurumlara kabul edildi.

Bu da ciddi mağduriyetleri sebep oldu. Binlerce, on binlerce alınteri ile sınavlara gece gündüz çalışanın emekleri gasp edildi.

Bu feto çetelerinin temizlenmesi son derece isabetli olmakla beraber gecikmiş ve eksik bir karardır.

Zira birçoğu hiç bir şey olmamış gibi görevlerine devam etti.

Bunlardan bazıları ‘’biz böyle olduğunu bilmiyorduk’’ bahaneleri ileri sürerek veya etkin pişmanlık adı altında paçayı sıyırdı.

Çalıntı sınav cevaplarını alırken ve böylece başkalarının hakkını gasp ederken ne olduğunu çok iyi biliyorlardı ama.

Ve bu cevapları alırken vicdanınız sızlamadı da olaylar bu noktalara gelince mi mağdur edebiyatı yapacaksınız?

Her şeyden öte yıllarca bu liyakatsiz ve vasat kişiler kurumların başına getirildiğinden, bunlara önemli görevler verildiğinden, neredeyse bütün kurumlar batma noktasına geldi.

Her alanda ; dış politika ,yargı , yürütme her şey allak bullak oldu.

Vasıfsız , liyakat yoksunu olmaları bir yana bulundukları görevlerde bir çok haksızlıklara ve hukuksuzluklara sebep oldular

Haksız yere işgal ettikleri o makamlardan temizlenmeleri son derece yerinde olmakla beraber, bunlara cezai yaptırımlar konusunda, sadece ayak takımı denilen kişilere verilen cezalar ile, kamu vicdanı tatmin edilmiş değil.

Dişini tırnağına takarak, bin bir zorlukla, çocuklarına daha iyi bir gelecek verebilmek adına onları okutmaya çalışan binlerce aile var, ki bir çoğu asgari ücretlidir.

Bunlar bu insanların gayretlerini çaldı. Umutlarını yok etti.

Çocuklarını okutabilmek adına evinde günlerce sadece bakliyat, makarna yiyerek hayatlarını sürdüren ailelerin yaptıkları fedakarlıkları çaldılar

Ve çaldıkları bu fedakarlıkları, gayretleri, umutlara rağmen din adına hizmet verdiklerini iddia edecekler öyle mi?

Çünkü dini en iyi bunlar biliyor!? Dini en iyi bunlar icra ediyor!?

Ama sonuçta ne oldu?

İlahi gazabı yaşadılar. Tam da istismar ettikleri yerden darbeyi yediler.

Her şeyi din adına yaptıysalar, ki yaptıkları hırsızlıklar, ahlaksızlar, haksızlıklar hepsi bunlar ancak hizmet ettikleri şeytani odakların anlayışlarında vardır, o zaman neden rezil olarak hezimet yaşadılar?

Hani bunların başındaki şeref yoksunu zat çok derin din alimiydi?

Onu adeta mehdi ilan etmişlerdi.

Mehdi!? böyle bir rezillik yaşar mı?

Kimse kusura bakmasın ama bu rezillikler, kul hakkı yemeler defalarca teşhir edilmesine rağmen zamanında bunlara göz yumanlar da aynı şekilde sorumludur, ki bundan öte aynı anlayışı şimdi bunlar devam ettiriyor.

Ancak kimse merak etmesin göz yumanlar da aynen hak ettiğini bulacaktır

Dinimizin en ağır veballerinin başında kul hakkı yemek gelir.

İlahi adalette zaman aşımı yoktur ve şaşmaz şekilde tecelli eder.

Edecektir de.

Çünkü Allah adildir ve kimsenin ahını kimseye bırakmaz!